Kadın Erkek İlişkileri
Kadın erkek ilişkilerini “Kadın” ve “Erkek” üzerinden değerlendirmek gerek. Kadın erkek ilişkisine kadını ve erkeği birey olarak bir kenara bırakıp toplumsal ahlak kuralları, ezberlenmiş kabuller ve veya dini inançlar üzerinden değerlendirmek sorunun asıl kaynağıdır.
İnsanları birey olmaktan uzaklaştıran tanımlamalar yüzünden insan tercih ve özgürlüğü kısıtlandı. Bu da toplumda kadın ve erkeğin mücadelesi şeklinde yansıdı. Özellikle evlilik müessesi zaman içinde yozlaştı ve medeniyetin ve dinlerin zorlaması ile kadın ve erkeği sınırlayıcı bir hal aldı. Evlenen kadının soyu mu değişiyor da kadının soy adını değiştiriyorlardı? Şimdilerde soyadını değiştirmeyen kadınlar var elbet. Kadınlara başkasının üzerinden hitap kuranda da var! Kuranda ismi geçen tek kadın Meryem’dir(Maria): diğer kadınlar isimleriyle anılmaz, bahsi geçerse de ismi geçmez! Musa’yı büyüten Asiye, Firavunun karısı diye anılır. Yusuf’a aşık olan Züleyha(Zeliha) , Mısır azizinin karısı diye anılır. Süleyman Peygamber (Kralla) birleşen Belkıs, Sebe Melikesi, karliçesi olarak anılır.
Katoliklerde boşanma yasağı yüzünden eşler arası aldatmalar oldu, boşanamadıklarından yeni evlilik yapamadılar bu yüzden cinayet dedektifleri eşi öldürülen kişiye “Katolik misin? ” sorusunu sorar oldu. Protestanlarda boşanma serbestisi bu sorunu ortadan büyük ölçüde kaldırdı. İslamiyet’te ise kadının alanı daraltıldı ve çok eşlilikten tutun mirastan yarım hisse almaya, kadınların şahitliğinin yarım olmasına, erkeğin onun üzerinde hükümran olmasına, bazılarının anlayışına göre erkeğin kadını dövme hakkının olduğu iddiasına kadar yol açıldı. Bu dahi kadının tercihlerini ve yaşam alanını daralttı!
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta