Çabuk gel dedi adam,
Çay demli; acıtmadan içmeli...
Sarmaşıklarla sarılmış çardakta
Bir ayağı çatlak masa
Masada Antep kâhkesi
İki bardak çayla
Yârin muhabbeti...
Cimrilik etme, dedi adam.
Zaten zar zor seviyoruz.
Zaten delik dibi güven tasımızın..
Bırak bulmuşken sevelim...
"Ay yansın avuçlarımda,
Kaçırma gülüşünü bakışımdan
Gülüşün zekatı olsun güzelliğinin
Allah rızası için" dedi adam...
Allara büründü yanakları önce,
Çaydan buğulu sesiyle;
"Düşüyorum bulutlardan,
Avuçlarınla tutarmısın" dedi kadın...
Bulduk mu gerçekten?
Geç akıl edilmiş cevaplar
Erken sorulmuş sorular kadar gereksizce.
Kınından çekilmişti bir kez kara saplı,
Saplanmadan durur mu...
Taklidi yapılamayacak tek şey,
Gerçek olsa gerek..
"Eğilecekse başım, gerçek bir aşka eğilsin" dedi adam
Ürkekti kadın
Pencereden sızan ışıkla
Gölgesini canavara benzettiği eşyalardan, yatağın altına saklanan bir çocuk kadar korkak...
Perdesini aralamaya bile cesareti yokken
Pencereyi açmak
Olur mu?
" Bakmazsan görülmeyecek,
Okumazsan
bilinmeyecek; geç tab edilmiş bir kare
gibi bazen zaman,
An olamadan anı
oluverecek" dedi adam...
Eğdi başını kadın
Aklını kalbini kaplayan bulutların içine;
Durdu
Düşündü
Çelişti
Gitti
Geldi....
Ve dedi ki;
"Hep tastamam peşinde koşmaktan,
sürekli eksik kaldık hayattan
Oysa
mükemmel doğmadan öldü,
Gel
kusurlarına meftun olduğum adam
Kayıt Tarihi : 27.4.2015 16:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!