İbrahimi soluğu
Ruhunda hisseden
Kainatın nuru alnında pırıl pırıl parlarken
Aşkı yürek yangınlarında devşiren
Gönlü ferman dinlemezken
Yüreğinin sahibi olan İbrahim
Emri ilahi ile
Çöl topraklarının ortasında bıraktığında
Tevekkül buudunda
Koşulsuz boyun büken
Sadece dilinde bir soru
Cevap bekleyen alev alan bir soru
Rabbin mi emretti bizi bırakmanı derken
Bir baş sallayışın zülüflerinde cevap bulan
Kaderiyle başbaşa kalıp
Yaradana sığınıp
Deli bir çöl rüzgarının ortasında savrulan
Kuş uçmaz kervan geçmez bir vahada
El kadar bebesine yiyecek arayan
Çaresizliği yudumlayan
Kum fırtınasını yüreğinin her zerresine yutturup
Binbir çile binbir zahmet sancısında
Safa merve arasında can havliyle
Savrulan
Savrulduğunda melekleri ağlatan
Arşı ihtizaza getiren
Rahmeti cennetten söküp
Yeryüzüne indiren
Bebeciğinin ayağında hazineye garkolan
Pınarlar gibi coşan zemzemle
Yavrucuğunu doyuran
Kainatın sultanına
Alemler padişahına dede olan İsmailiyle
Rabbin evinde
O Beytullahta
Dünya döndükçe
Envai çeşit cennet nimetleriyle ağırlanan
Hacer’dir kadın..
Kayıt Tarihi : 2.12.2018 03:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!