Yıllanmış şarap gibidir, Kadın
Bazen masmavi bir gölde nilüfer,
Bazen kırlarda baharla gelen çiğdem,
Kışın ortasında açan kardelen
Pembe, mavi sünbüIdür
Mor menekşedir,
Bahçedeki ağaçlara düşen çiğ damlası,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok uzun söze gerek yok.Kadınlar birer çiçektirler.Şiir mi?Tek kelime ile harika.Saygılar.Halil Şakir Taşçıoğlu
Not:Kotadan dolayı uzunca bir süredir şiir alamıyorum.Özür diliyorum.
Kadın: Doyulmaz Varlık--
Kadın;
Güzellik olgusunun yeryüzündeki en seçkin nümunesi.
En güzel renk...
En güzel desen...
En güzel çiçek...
En alımlı cazibe...
En estetik...
En güzel resimlenen...
Harika varlık! ..
Kadın;
Sütünü emdiğimiz
Uğruna öldüğümüz
Varlığa erdiğimiz
Gözüne girdiğimiz
Duasın aldığımız
İlk öğretmenimiz...
İlk 'ana'varlık! ...
Kadın;
Balına konduğumuz
Canına yandığımız
Dağları deldiğimiz
Çölleri yardığımız
Bağına daldığımız
Gülünü derdiğimiz
Koynuna girdiğimiz
Sevip okşadığımız
Öpüp kokladığımız
Doyulmaz varlık! ..
Kadın;
Türküler yaktığımız
Şiirler düzdüğümüz
Ağaca kazdığımız
Alnımızda yazımız
Evimizde kızımız
Yüreklerde sızımız
Yârimiz varlık! ..
Kadın;
Sanatta ve tarihte
her dönemin konusu.
İnce ruhun timsali
Zarafetin olgusu
Tanrı'nın hediyesi
Şahane varlık! ..
Kadın;
Hamur yoğuran el
Tarlada rençber
Fabrikada işçi
Cephede bekçi.
Yürekte şefkat
Girdiği yerde bereket
Beşik üstünde nöbet
En asil varlık! ...
Kadın;
Kıymetin bilmediğimiz
Sokağa ittiğimiz
Magazin ettiğimiz
Kanına girdiğimiz
Cefakâr varlık! ..
Kadın;
'Dişi amele'deyip
'Süs'diye sunduğumuz
İsyana sürdüğümüz
Satılık gördüğümüz
Ücret ödediğimiz
Hüzünlü varlık! ...
Kadın;
Elleri öpülesi
Yoluna ölünesi
Cennette görülesi
En şanlı varlık! ...
Kadın;
Sığınılacak liman
Sıcacık...
Değil sadece bir gün
Her zaman...
Her saat...Her an
Muhtacı olduğumuz
Sayıp koruduğumuz
Erilmez varlık! ...
-değil bir gün her gün kadınlar günü olsun-
Dursun Elmas
Sevgiyle Münevver hanım.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta