Yaşarken gecenin karanlığında seni
Kopya çektiğim tek şey vardı
O da..
Gecenin yalnızlığı
Gecenin derinliği
…ve tepemdeki aydınlık
Artık övünecek bir kentimiz var…
Bir ülkemiz ve kabına sığmayan bir halk!
Bizim de sarmaladığımız ve doyasıya kokladığımız..
Öpüp yanaklarını okşadığımız ağaçlarımız…
Kucakladığımız ağaçlarımız var..
Ezici adımlarla dolaştığımız parkımız
Yine taş atacaklar,
bu kez sapanlarıyla tıpkı filistin’li kardeşleri gibi..
Milyonlardı sürüldüler evlerinden, köylerinde, yurtlarında
Bombalandı dağları, taşları, köyleri ve abileri..
Deprem’de dahi aç bırakıldılar, evsiz ve yataksız çadırlara mahkum edildiler..
Yoksulluk yetmiyormuş gibi, deprem azmış gibi,
Dünya ya geldiğimiz gibi değildi hayat
Büyüdükçe gördük zorlukları
Yaşadıkça izledik adaletsizlikleri
Umut hiç bitmeyen bahardır,
Dört mevsimi barındırır çiçeklerin kokusunda,
İçinde kar da yağar fırtınada kopar,
Unutma, ilk içtiğin süt, mama veya su’yun vergisi ödenmiştir! Giydiklerin ve oyuncakların önce vergisini alırlar ailenden! Daha doğmadan borçlusun egemen sisteme… Çok uluslu şirketler yolunu gözler senin bir tüketici daha zincirlerine katmak için..ve sen çocuksun, büyüdükçe kirletirler hayatını! Sonra büyüklerin sana ırk, din, dil, inanç, renk, cins yaftası asarlar! Bir yere ait olma başlar gezegenin bir köşesinde…Sen artık şekillendin! Başlar hayatın tokadı, sopa, silah ve bombalar patlar başında! Sömürü, zulüm, açlık ve sürgün yaşamın doğal bir parçası sayılır! Ankara’da 17’sinde idam edilirsin, Mezopotamya’da abilerini sahiplenmek adına taş atarsan 13’ünde zindanla tanışırsın. Sapan atarsan İsrail askeri kurşunlar seni, kara kıtada açlıkta saniyede bir ölürsün, AIDS’e yakalanmakta var, uzak Asya’da beyaz batılıya bedenin de satılabilir! 12’inde çırak işçi, yada taze organın satılmış bir pazarsın! Irak, Afganistan, Kürdistan, Filistin, Afrika, Sri Lanka yada başka bir parçasında dünyanın başına füzeler inmiş bir hedefsin! Sen çocuk değilsin, hakkı verilmemiş yavrusun ve potansiyel düşmansın artık! Çünkü herşey çıkar ve para üzerine kurulu bir düzen dayatıldı sana!
…ve sen insan, haklarınla insansın!
Öyle her okulda okuyamazsın, her kent veya ülke de de..İstediğin iş veya mesleği yapmana sen karar veremezsin! Ücretine ise asla! Çünkü sen toysun, birşey bilmiyorsun büyüklerin yanında! Gençlik gelecektir, işte önce geleceği satın alırlar daha çok ömür uzatmak için! Süren devranın devamı için!
En aktif gençliğinde vatan bekleme adına askere alınırsın ve artık sen sana ait değilsin! Belki işkence yaparsın, belki bombalama, silahla tarama veya katliam yaparsın karşıda gösterilen insanlara. Yada karşıda ki lerin adına! Kız isen koca beklersin büyüklerin uygun gördüklerine seni verme hakkına sahipler, başlık parası pazarı başlar, çocuk sayısına sen karar veremezsin. Yasaklar…yasaklar…Erkeğin ne derse o olur, çünkü o bu dünya’nın sahibidir! Ata erkil toplumu başladıktan bu yana o büyüktür,güçlüdür!
…ve sen insan, haklarınla insansın!
Yasadigimiz gezegeni isitmaya
Hazirlanan gunesin
Safak sonrasi dogumuna hic tanik oldunmu!
…ve bilirmisin kac yaz gecti
kac baharda kirlangiclar dogaya selama durdu!
Hic taniklik yaptinmi
Yenilmeyen Sevgi
Hasretle sılamı anarken,
Gazinomda
Ayrılık ve aik şarkılarını dinlerken,
Özlemini duyduğum dostlarımın, hayaline dalarken,
Geçmeyen eziyetli günleri sayarken,
Ateş
ve barut’un kokusunda sarılmak
Taksim meydanında zulme karşı ele ele tutuşmak
Evet ben çocuğum
Kocaman Yüreğimle
Zulme karşı dans ediyorum,
Zalime karşı taş atıyorum,
ateşin ve savaşın orta yerinde ölüme meydan okuyorum,
kendim için hiç birşey istemedim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!