Kadife Şairler Şiiri - Yorumlar

Lale Müldür
38

ŞİİR


79

TAKİPÇİ

ölüyorlar kadife şairler...
pazarların tozunda ve kulelerin sisinde gömülü

gün geceye akıyor... güne gece...
ölüm yaşama akıyor yaşam bilince...

bilinç de akar / daha karar vermediler

Tamamını Oku
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi 30.05.2015 - 14:46

    İsim ve soyismini en çok beğendiğim şairdir, bir de telif hakkı olmasa rahatça okuyacağız şiirlerini..

    Cevap Yaz
  • Mine Gültepe
    Mine Gültepe 12.05.2010 - 11:34

    KADİFE ŞAİRLER


    ölüyorlar kadife şairler...
    pazarların tozunda ve kulelerin sisinde gömülü


    gün geceye akıyor... güne gece...
    ölüm yaşama akıyor yaşam bilince...


    bilinç de akar / daha karar vermediler
    gitse odalarından / gitse odalarından birileri...

    Yalnızlık ve melankoli...


    heryerdeydiler...
    dönecek yerleri yok şimdi...


    Lale Müldür

    ölüyorlar kadife şairler...
    pazarların tozunda ve kulelerin sisinde gömülü

    gün geceye akıyor... güne gece...
    ölüm yaşama akıyor yaşam bilince...

    ___Şiire genel itibariyle derinden bakan ve çoğunlukla insanda duygu karmaşasına yol açan durumları irdeleyen şairimizin, bu çalışmasında tema olarak 'şair kimliği'ni seçtiği aşikardır.

    Diğer taraftan şiir başlığının ilk dizede yer alması konusuna değinecek olursak bu durum oldukça görecelidir. Örneğin ; bazı kalemler bu tercihle şiirdeki efsunun dağıldığını düşünürken, diğer kısmı da kullanımda sakınca görmezler.

    Şiir, edebiyatın özgürleştiği bir alan olduğuna göre bu detaya takılmak kanımca yersiz olacaktır. Dolayısıyla böyle bir ismin, kalemin özgünlüğü hakkında aydınlatıcı bir farklılık olarak gördüğümü belirterek gezintiye devam ediyorum.

    Giriş dizeleri bizlere ölümün habercisi olmakla beraber aynı zamanda kalemin 'şair' kimliğini ayrıştırmada bir duruş sergilediğini de duyumsatıyor. O’na göre bazıları sadece şairdir bazıları ise “kadife”ye eşdeğer bir anlam taşır.

    Peki şairimiz, tanımlamada neden “kadife”yi seçmiştir?

    Bilgilerimizi tazelemek için kumaş dünyasına baktığımda kadife’nin kullanım alanının oldukça geniş olduğunu görüyorum.

    Tekstilde sıkça kullanılan bu kumaş cinsi aynı zamanda ayakkabı sektöründe de önemli bir yere sahiptir. Tür olarak yumuşak bir dokuya sahiptir ayrıca bu kelime Arapçadan gelme “kataif” kelimesinin çoğul halidir.

    O halde giyimi anımsatan bu kelimenin şair kimliğiyle özdeşleştirilmesi, özgünlükte ilginç bir tercihtir diyebiliriz. Çünkü şiir, giyinmeyip giydiren bir uğraşıdır ve şair de bir bakıma şiire dair süreçlerde ; kelimeyi sarıp sarmalayan, gerektiğinde uçuşmasına neden olan, bazen de beklenmedik kadar uysal kılan hatta bazen aynı kelimeyi çok sıradan haline rağmen değerli bir hazineye dönüştüren insandır.

    Üstelik bu tanımlamaya dahil olanlar, azınlıkta sayılabilecek bir kaliteye de sahiptirler.

    Oysa zaman birçok değerin alaşağı edildiği bir döneme bakmaktadır. Ucuzluk karmaşasında kaliteli giyim ürünleri de olumsuz anlamda kayba uğramıştır.

    Doğal olarak şiir dünyası bu keşmekeşden nasibini almıştır ve devamında da sağlam kalemlerin üstü örtülmüştür. Şehrin kuleleri ise tarihsel önemine rağmen yine de bu sisli görüntüye dahil olmuştur.

    Öyle ki gün ve gece kavramları birbirine karışmıştır. Güne dahil olması gerekenler gecenin karanlık yüzünde yitip gitmiştir. Oysa gün, kendi anlamını yitirmeden akışını tamamlamalıdır ki ölüm de durması gereken yeri bilsin. Çünkü ölümün yaşamsallaşması demek, kayıpların gitgide artması demektir.

    Usta kalem, okuyucusunu riskten haberdar ederken diğer taraftan bir çelişkiye de dikkat çeker. Bu uyarı ise tamamen yaşama yöneliktir. Çünkü yaşamın bir yanı ölüme yakınken, diğeri bilinçlenmeye bileylenmektedir.

    Şu an’a dek şiirin oldukça yalın üslupta örüldüğünü görüyoruz. Daha önemlisi ise usta kalemin, sadelik bünyesinde güçlü bir derinlik oluşturmasıdır.


    bilinç de akar / daha karar vermediler
    gitse odalarından / gitse odalarından birileri...

    Yalnızlık ve melankoli...

    ___Gelişme bölümü olarak değerlendirdiğim bu bölüm, soyut olanı anlamda somutlaştırmada belirgin bir ağırlık taşıyor. İlk bölümde yaşamın bir yanını önemli ölçüde işgal eden “bilinç” olgusunun şimdi eylemine tanık oluyoruz ki bu eylem, en az yaşam kadar doğal bir akışa bakmaktadır.

    Yaşam, tüm durağan unsurlarına rağmen mutlaka devinim gösterir ve hareketliliği
    sağlayan argümanlardan biri de “bilinç”dir. Çünkü şair, herşeyden “düşünce” insanıdır. O’ndaki bilinçlenme içgüdüsü, insan psikolojisindeki “arayış”tan tetiklenir. Diğer insanlara oranla farkındalıkta bir adım önde olan şair, kişisel donanımını bilinçlenmeyi esas alarak gerçekleştirir.

    O’na gore hedeflediği noktaya varması için bu gerçekten önemli bir kriterdir. Ve bu süreç çoğunlukla kişinin kendiyle başbaşa olduğu an’larda yaşanır. Bilinç olgusu sadece anlamıyla dahi belli bir güce sahiptir ama kişiyi gelişim aşamasına taşıması, bazı derin duyguların devrede olmasıyla zorlaşır.

    Dolayısıyla şair ruhuna sıkça konuk olan yalnızlık ve melankoli gibi ağır “duygu durumu”nun bir an önce odadan çıkması gerekir. Sonrasındaki tablonun daha berrak bir görüntüyle kucaklaşması yüksek bir ihtimaldir.

    İşte asıl varış noktası, bu aşamadan sonra gerçekleşir ki bu tamamiyle şairin irade gücüyle neyi tercih edeceğine bağlıdır.

    Dolayısıyla usta kalemin, bölüm itibariyle “kararlılık” detayına da örtülü bir dokunuş yaptığını duyumsamamak mümkün değildir.


    heryerdeydiler...
    dönecek yerleri yok şimdi...

    ___Şiirin bütününe baktığımda ; bir şairin adeta “tükeniş arefesi”nin başka bir şair tarafından irdelendiğini ve tespitlendiğini görüyorum. Aslında bu çok da şaşırtıcı bir durum değildir. Çünkü sonuçta irdelenen ve irdeleyen de “şiir işçisi”dir.

    Onlar ; benzer korkulardan, umutlardan, özlemlerden ve sancılardan geçmişlerdir. Tek ortak noktaları kağıt-kalem iken onları birbirlerinden ayrıştıran, sadece kişisel algı ve düşleridir. Ama ne ilginçtir ki bu farklılık, eninde sonunda her ikisini de benzer sonuçlara taşır.

    Biri henüz yaşıyorken bir diğeri ölmüş olabilir yada yaşamsallıkta adı hiç geçmeyebilir ama yine de bu insanlar birbirlerini hissederler. Çünkü onların sırrı, yaşama ve şiir dünyasına bıraktıkları “kadife” dokunuşlardadır.

    İşte bu yüzdendir ki bazı şairler, yaşamın tüm unsurlarına egemen olmuş olsalar da “mekansız”dırlar. Çünkü onların dönebileceği değerli sayfaların yerinde şimdi sadece zamanın
    anlamsız ögeleri ve yüzleri durmaktadır.

    Şiir, kanımca buradan yola çıkarak finalini “şimdi”yle yapmıştır. Çünkü şairimiz ; bir yandan hazin gerçeğe dikkatimizi çekerken, diğer taraftan da “kadife şairler”in her dönemde konuşulacağı öngörüsü üzerinden, başka bir gerçeği de hafızalarımıza resmetmiştir.


    Şiirin özgün sesine sevgi ve saygımla,

    Cevap Yaz
  • Ayşe Hazan Aydın
    Ayşe Hazan Aydın 15.07.2007 - 15:32

    Kadife Şairler

    ölüyorlar kadife şairler...
    pazarların tozunda ve kulelerin sisinde gömülü

    ..........
    ..........

    Cevap Yaz
  • Muammer Çelik
    Muammer Çelik 20.05.2003 - 02:58

    Dönecek yerde istemez sairler.. burayi siire buladilar.. gittiklerde siir v egüllere bulandilar..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta