Kaderine küsmüş bir Ankara akşamı

Kendine bile faydası olmayan
Işıklar altındayım
Kaderine küsmüş bir Ankara akşamı
- yaralar beni

Çirkin ötüşlü kurbağalar
Göğü inleten fiyakalı arabaların korna sesleri
Bir yanda tüm görkemi ile Atakule
Bir yanda Sevdalara tanıklık etmişliği ile Seğmenler parkı

Bu akşamda karanlık
Bu akşamda sensiz
Kendini şaraba vurmuş
Kirli sakallı bir adam selamlar beni

Akşamın hasretli koyuluğunda
Seni düşlemenin dayanılmaz tadı
Tadı var o tombul ellerinin ellerime dokunduğundaki hazı
Hiçbirşey dolduramıyor artık dolduramıyor can alıcı sevdanın yerini

Asık suratlı insanların
Bir akşam yorgunluğundaki, çirkin homurtuları arasında
Özlemlerimi biliyorum bıçak keskinliğinde

Bir amorti bile çıkmadı diye hayıflandığım
Piyango biletimi savuruyorum rüzgara
Ve kızıyorum aranan talihlerin içinde -talihsizliğime
ve o son sözlerin, çaresizlik bulutu sözlerin
beynimden yüreğime yüreğimden bir yağmur gibi yağıyor yüzüme
Kızıl saçlarını okşayan ellerim
Ah o ellerim hasretinden kızaran
Bir çocuk utangaçlığında saklıyor yüzümü
saklıyor karanlıktan kaçan loş ışıklardan

Bir sevgi sözcüğü çıksın diye bekliyorum
Nergis kokulu dudaklarından oysa
Talih kutumdan bir amorti bile çıkmıyor senden yana
bugünde talihsizim, bugünde bahtımın dibi delik
Suskunsun,bense yanlız
Soğuğa inat umutlarım eriyor kendi kabında

Sibirya soğukları diyor
Radyo haberleri en koyusundan
Ben zaten üşüyorum, zemheriden yeni dönmüş yüreğim

Hadi gel, ansızın çıka gel tarifi imkansız bir süpriz olsun
bekletmeden, yüreğim bile hissetmeden gel
Haykıralım birlikte
Baharda yeşermeye hasret ağaçlara
Kursağında bir tutam yem olmayan
Kanatları sevdasız uçan kuşlara
haykıralım
Haykıralım en avazından baharın bir gün mutlak geleceğini

ve dolu vurmuş aşkımıza
Umutla bir gün güneşin gülümseyeceğini
Hadi gel
Özlemlerim demlenmeden
Hadi gel
Sevdamız üşümeden
Bir akşam karanlığında gel
Aydınlık gibi gel ışık gibi
Yüreğim hissetmeden
Gel,
ne olur gel