Kendince gidiyorsun benden, koşar adımlarla,
Arada arkanı dönüyor, yine gidiyorsun sitemli haykırışlarla,
Sen daima kayayı parçalayan balyoz tavrıyla,
Dili olmayan sağır edasıyla,
Geçiyorsun önümden en bedbaht, abis bakışlarınla.
Sonunda yine, boynu bükük kalıyorum pişmanlıklarımla,
Kendince gidiyorsun benden, koşar adımlarla.
Bilsem ki dinleyeceksin beni yumuşak ruhunla,
Anlamazsan beni, ruhum da kalbim de ellerinde; parçala!
Ruhu bedenden çıkar acısına bak, sana nasıl bağlanmışım anla!
Onlarca kez öldüm dirildim, belki anlarsın beni zamanla,
Kıramadım öfkeni, nazını, kaldın hep duvar inadınla,
Ne zaman dinleyeceksin beni yumuşak ruhunla?
Uzun zaman sonra çıkıp geldin tüm benliğinle,
Bu defa inatların değil, yasakların var eteğinde.
Mizacıma ters, günahların çemberinde,
Beni anladın ama boynum, vicdanın ilmeğinde,
Kalbini açtın, yönüm imanın direğinde,
Kalbin bende, ötesi kaderin elinde.
Umutlarımla ortada kalakaldım yine,
Kalbin bende, yüküyle kalakaldım yerimde,
Derdimsin dermanım sende.
Dualarım dilimden taştı, gözlerimden akıyor artık,
İzleri nakış nakış beliriyor çehremde.
Umutlarımla ortada kalakaldım yine,
Ne olur sen de dua et en derin hislerinle,
Sen de kadınsın, cennetin kapısı ellerinde,
Yalvar yakar belki arşı titretirsin en temiz dilinle,
Duyarsa arşın sahibi, belki bir yol açar kaderin sinesinde,
Usulca, önce rızayı ilahi,
Sonra seni bekliyorum gönül hanemde.
Kayıt Tarihi : 6.5.2024 01:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!