kurbanlık yazgılar
kuytusu olmayan kalabalıkta
iç gözleri şeffaf bir mabet bulmuşlar
zarifçe yazılı duvarları nemli kirpik'ten sıvalı
keskin sunağında yatıya kalıyormuş aşk ile efsanesi
ve
irice bir kader cilve yapıyormuş
loş ışığına sinmiş koğuşun kırık boy aynasında..
parmaklıklar ; bir elin parmağı kadar ince narin ve suskun..
musumluğun pençesiyle kazara bir aşk'a takılmış kader
celse'siz yıldızlar gardiyan yüzünde sönük kalmışlar
silsilesi uzayıp giden ay kümeleri göğün cebine gizlenmiş
vakitsiz çile çeken dualara sitem ediyormuş zaman..
merhameti sav'ında duran gurbetleri varmış hapishanelerin
firkatin avlusuna yıkılan yüreğin voltaları s'aymazmış aşkın elâlarını
ölümsüz bir intihar vakasıydı suçumuz
biz çağırmıştık mor leylakları
parmağımda çiçeğinle kurumuş kan pıhtısı
senin gözlerindeyse vedasız bir uçurum vardı...
sanığın notu :
'iki kişiydik sevdalar öncesi çağın karanlığında
giz bir efsane kazındı alnımıza bir olmaya kararlı kader ağlayışlarında'
Çetin Örnek
Kayıt Tarihi : 5.7.2021 19:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!