Hiçbir zaman dönüşü olmayan tutkusuyla
Habersizce gelmiş uzak kentlerin sönük farları
Nakış gibi işlenmiş büsbütün masmavi duvarları
Uçsuz bucaksız, evli-bekar en girintili koyları
Kızkulesi'ne iki bedenli dört bacak sahibi
Sıcak bir yudumunda gizli Türk Kahvesi'nin
Belki aynı heyecana atan yağmura dost kalplerinin
Dizdize vermiş oturan çöp konteyneri ellerinin
Bir yerinden İstanbul'un, bakıp aynı manzaradan
İnci taneleri döksün hırçınca denize velveleyle
Birlikte köprüyü izlemenin kimliksiz hasediyle
Yüzyılların kimselere söylenmemiş gizleriyle
Alayına elveda derken olmamış günahların
Şu dünyada anne olmak vardı, tümüyle hesapsız
Yanıp giderken bir aralıkta kararsız ve zamansız
Şu yaşam denen soluklu hadise, ne kitapsız!
Kim olduğu meçhul bir melek var aramızda
Soysuz mu, sonsuz mu bilinmez romanının
Tanrı'ya ait en asi, en verimsiz olanında
Bıktım usandım diyemediğin dünya yalanından...
16.04.2008
Mehmet Artem AykutKayıt Tarihi : 22.12.2018 22:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!