Ne çok özledim seni, ah bir bilsen nasıl yandığımı
Nasıl ateş, nasıl alev topuna döndüğümü
Sessiz akan gözyaşlarımda
Seni arıyorum
Ah bir bilsen
Her ölüşümde birazda senin payın var
Benden her kaçışın
Bana olan her umursamazlığın
Yıkılışım, tükenişim oldu
Ah bir bilsen
Ne çok
Özlemin var içimde
Hep seni soruyorum
Yerde börtü- böceğe
Havada uçan kuşlara
Denizde gemilerin ardına düşen
Simit attığın, o güzelimsi beyaz kanatlı martılara
Seni soruyorum, dağlardaki karagözlü ceylanlara
Göllerde, göletlerde su içen
Çayırlarda otlayan
Yeşilbaşlı sunalara
Seni soruyorum
Sahillerde el ele dolaşan sevdalılara
Ey bana ölüm, bana hüzün reva gören kıyma bana
Unutamadığım, beni büyüleyen sendeki o gülüşündü
Bir de o kan kırmızı şarap renginde olan
İki dudakların arasından
İçime usluca süzülen
Nefesindi
İnce narin parmakların, ellerindi
Keşke şu kahredici, yalnızlık olmasa
Hep sıkışıp kaldım! Her yazdığım şiirin, dizenin içine
Artık, hiç gitmiyorum, ne boğaza nede o sahillere
Artık el salamıyorum. Üsküdar’a
Kız Kulesine
Çamlıca Tepesine
Şimdi bu şehrin üstü duman var
Yediveren gülleri de, gardenyalarda hiç açmıyor, artık
12.02.2017
İstanbul
Kayıt Tarihi : 12.2.2017 07:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!