Ah! ....Kutsal ateş....
Harlayıp harlayıp yalama tenimi
Ne olur artık yakma beni
Öyle bir kavruldum
Yıkayamadılar
Kömürleşen bedenimi
Şimdi küllerimi
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Harika bir paylaşımdı..Kutlarım kaleminizi..Sevgilerimle ...+10
Öyle bir giriş yapmışsınız ki…
Güneş kült’ünden mi işe başlamalı… Dünyanın aslının ateş yığınından oluştuğunu mu hatırlamalı… Cehennem ateşi mi akla gelmeli… Ateşin bulunuşuyla medeniyetin gelişmesini mi düşünmeli… Kutsal mekânlarda sürekli yakılan ateşi mi görmeli… Yakıp yıkan, silip süpüren yangınları mı korkuyla seyretmeli… Gönül yangınlarını mı dile getirmeli…
Ergenekon’dan çıkışın –bir bakıma kutsal sayılacak- demir dağı eriten ateş mi unutulmamalı…
Promete’nin ateşten gagasının dehşetini mi tahayyül etmeli… Her nesnenin özünde bir ateş olduğu inanışını mı göz önüne getirmeli…
Yoksa… Yoksa…
Ocağı sönmesin; kutsal inançlar daim olsun, kötülükler defedilsin.
Zerdüşt inancında var da bizim geleneklerimizde yok mu sanki?.. Bu üç anlayış bizde de aynen var. Hâlâ da yaşanıyor, değişik şenliklerde ve inanç geleneklerinde. Ateşten atlamalar, mum yakıp söndürmeler gibi…
Alın terinin sıcaklığı, ocağı tüttürmenin mesuliyeti, geleceğimizin teminatı çocukların nafakasının ateşi… Emeğin gücü…
İki bölüm olarak düşünebileceğimiz bu şiirin 1. bölümünde güzel bir telmih (bilinen bir olayı hatırlatma) sanatı yapılarak maden ocaklarında yanan işçilerin, ekmek parası için, ocaklarının tütmesi için hayatlarını kaybetmeleri güzel bir dille anlatılmış. Grizu patlamasıyla yerin metrelerce altında, ateşle yüzyüze kalıp çaresizce yanan ve kömürleşen işçilerimizin o acı, o korkunç durumlarının tasviri yer almış. Ateşin yok edici yönü işlenmiş, medeniyetin yüzlerce metre yerin dibine inme gücü hatırlatılırken; yetersizliği, çaresizliği de hatırlatılmış.
Ocaklar söndükten sonra küllerin yele verilmesi veya sele serpilmesi neyi değiştirir ki… Sonuçta toprağa karışmayacak mı?..
Bir mezar taşı olmalı, en azından burada yatıyor diyebilmek için… En azından toprağına el sürüp bir Fatiha okumak için… İki damla gözyaşı ile gönüllere su serpmek için… Geçmişle gelecek arasında bağ kurabilmek için… İnancımız için, inandığımız için…
Topraktır her türlü çaresizliğe çare, topraktır dertlere deva… Son durak, son yuva…
Ah!... İnci Hanım!...
Şahane bir şiir olmuş. Diline gönlüne sağlık.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz, şiirlerimizde göz iziniz olsun efendim.
İnşallah hiçbir rahatsızlığınız kalmamıştır.
Dostça kalın.
Kutsal ateş yanmadan
Bedenlerimiz kanmadan
Aşkı yalnız sanmadan,
Biz böyle gelip geçeceğiz.
HakanKURTARAN
Tebrikler Sevgili Şairem.
Saygılarımla ...
duygu yüklü... toplumsal meselelerinin ardına bir ağıtmı desem...
harika duyarlı yüreğinize sağlık 10 ant. saygılar sevgiler
Harika ifadeler, muhteşem anlatım olmuş, tebrik ediyor ve tam puanımla
kutluyorum.
Kimden : ehlimuhabbet (Bay)
Kime : İnci Germenliler 1
Tarih : 24.08.2010 15:08 (GMT +2:00)
Konu : Yn:Kadavranın Son Arzusu
Tebrik ederim....
Kimden : ilhami bulut (Bay, 54)
Kime : İnci Germenliler 1
Tarih : 17.08.2010 22:46 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Kadavranın Son Arzusu
Merhaba yüreğinize sağlık, selam olsun sevgili inci...
İlhami
========================================
Çok güzel bir çalışmaydı. Kutluyorum tam puanımla. Saygılarım ve selamlarım sayfanızda
duyarlı yüreğinizi ve kaleminizi kutluyorum
güzel ve anlamlı bir çalışma
İnci hanım çok güzel yazmışsın yana yürekleri yüreğinde hissederek hemde sizin bu duyarlı yüreğinizn önünde eğiliyorum ve saygılarımı snuyorum sağolun her daim olun bu güzel yazımlarda...
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta