Aslında yaşamımızın her anında bulunan, yol ayrımlarında verdiğimiz kararları etkileyen bu kavramları çoğu zaman es geçeriz.
Kaçış nedir, özgürlüğe açılan pencere mi, korkaklık mı, uyanıklık mı?
Her başarılı erkek ve kadının günlüğünde mutlaka “kaçamak” günler vardır…
Ve kaçırmak…
Zaten insanlar; fırsatı kaçıranlar ve kaçırmayanlar diye ikiye ayrılmıyor mu?
Bir de onursuzluğa katlanamadığı için “kaçıranlar” ve bir ömür boyu Bakırköy’ü mesken tutanlar…
Bence onların yerine altına kaçıran yüreksizler olmalıydı…
İş arkadaşım Musa’nın kahveye kaçışları karısının dırdırındandı.Benim battaniye altına kaçışlarım sorunlara yenilmektendi.
Bazen de kaçışlar insanlığa umut ışığı, iletişim ve ilerleme getirir….
Edison’un karanlıktan kaçışı ışığı; Alexandre Graham Bell’in yalnızlıktan kaçışı dünyamıza telefonu armağan etmedi mi…
Hapisten kaçış, kıskanç kadınlardan kaçış, özgürlüğe kaçış…
Bir de iki gönül bir olunca kız kaçırmalar vardır.Ve samanlığın seyran olmadığını gördükten sonra
Birbirinden kaçmalar…
Haber kaçırmak vardır muhabiri işinden eden.Bir saniye ile birinciliği kaçıran atletler,bir puanla hayalindeki üniversiteyi kaçıran gençler, kaybolan umutlar, düşler… ve kaçan zamana yanan ihtiyar delikanlıların ahları, keşkeleri…
Bir de onca olumsuzluğa rağmen aklını kaçırmayı beceremeyenler vardır, asıl kutlanması gereken onlar.
Literatüre yeni kavramlar bile girdi. Kaçamağın adı Nişantaşı’nda birliktelik; varoşlarda fuhuş.
İş şansını kaçıncı kez kaçıranlar,
İlk aşklarını kaçırdıklarına yanıp yana yakıla şiire sığınanlar…Ve 21.yüzyılda hala koca dayağından kaçan kadınlar….
Son saniye gölü ile şampiyonluğa uzananlar,son saniyede kaçan golle küme düşenler..
Ölümden kıl payı kurtulup umuda yeniden el sallayanlar.Depremden 12 gün sonra sağ çıkıp yaşama koşanlar, ölümden, acılardan, baskıdan, zulümden kaçanlar….
Hayat trenini kaçırıp bir ömür boyu bekleme odasında yaşamaya mahkum Homeless’lar…
Otobüsü, treni, uçağı kaçırdığına sevinenler..üzülenler…
Ve kendinden, korkularından kaçanlar…
Lise birde günlerce düşündüğüm platonik aşkımla karşılaşınca neden kaçtığımı hala anlamış değilim…
Yarın için bugünü yaşamayan ve dün’ü de kaybeden milyonlarca kaçkından biriyim.
Koşuşturmalara inat, Bodrum gecelerine kaçanları anlıyorum.Ama güzelim hayvanlarını, tarlasını evini, anılarını satıp büyük kentlerde asgari ücretle kölelik yapanları anlayan beri gelsin.
Şarap kokulu dudaklardan, ateş dansından, gitar akşamlarından kaçamayan serseri ruhumu hiç değişmese de seviyorum. Şiirimsi bakışlardan kaçamayan tenimin haz dolu geceleri pahalıyla mal olsa da pişman değilim.
Ve bazen nostaljik akşamlarda içime dolan aşk kokusuna yenilmemek için neden kaçtığımı bir bilsem.!
Belki de çocuklarımın kokusu aşk koksuna galip geldi…
Ve her baharda okuldan kaçmalar..kaçamaklar…
İbrahim EROĞLU
24 Mart 2006
İbrahim EroğluKayıt Tarihi : 8.4.2008 22:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Salgılar...
Sevgilerimle..
TÜM YORUMLAR (68)