Hayat bir karar ağacıdır yol ayrımlarıyla dolu
Tek yapabildiğimiz şey seçmektir gidilecek yolu.
Tercihimize sunulmaktadır en az iki seçenekten biri
Birini seçer ve yürürüz ileri, atılamaz adımlar geri.
Aynı düğümden iki kez geçilebilir ilerleyerek
Dejavu, normal şey ama korkabiliriz bilmeyerek.
Sanıldığı gibi kaçırmaz bizi bir şeylerden kaçmak
Kaçmak bir seçimdir; ne korkaklıktır ne vazgeçmek.
Yine de hepimizin, herkesin, erkek ya da dişi,
Mutlaka olmuştur “kaçamak yapmayı” seçişi.
Kaçırdıkları açısından ikiye ayrılırlar insanlar
Fırsatı yakalayanlar ve fırsatı kaçıranlar.
Katlansa da yalan dolan, hile hurdaya bazı onursuzlar
Aklını kaçırıp Bakırköy’lük oluyor nice suçsuzlar.
Gönül ister ki günlerin ve mekânların her birinde
Altına kaçıran yüreksizler olsun onların yerinde.
Onca olumsuzluğa rağmen kaçırmayanı aklı
Tutup öpüp yanaklarından candan kutlamalı.
Kimisi, Musa gibi, kahveye kaçar karı dırdırından
Kimisi, mesela ben gibi, battaniye altına kaçar sorunlarından.
Edison karanlıktan kaçarken ışığı buldu geceleri aydınlatan
Telefonla kurtardı dünyayı Graham Bell, kaçarken yalnızlıktan.
Özgürlüğe kaçış denebilir mi her kaçışa hapisten
Özgürlüklere zarar gelebilecekken kaçan katil itten.
İki gönül bir olunca işsiz güçsüz bir adamsa kız kaçıran
Pişman olsa ne yazar çıkınca samanlık seyran olmaktan.
İşinden olabilir bir gazeteci kaçırınca bir haberi
İkinci eder bir atleti saniyenin belki de binde biri.
Şampiyon olurken bir takım bir golle son saniye
Kaçan bir gol düşürebilir sizi bir alt kümeye.
Bir puan noksanlık kaçırtabilir insana üniversiteyi
Kaybolur ümitler, düşler; inandıramaz hem kimseyi.
Kaçan zamana yanar ve ah çeker ihtiyar delikanlılar
Pişmandırlar, zamanın kıymetini en iyi onlar anlar.
Bazı kaçamakların adı birlikteliktir Nişantaşı’nda.
Gerçekte ve varoşlarda bu fiil fuhuştur aslında.
İlk aşklarını kaçırdıklarına yanıp, yana yakıla
Şiire sarılmış şairlerden şiir bile çekmektedir çile.
Sığınma evlerine kaçışı koca dayağından kadının
En güzel örneğidir hala olmadığının adının.
Depremden 12 gün sonra sağ çıkıp yaşama koşanlar
Sevinir ölümden kıl payıyla kaçıp kurtulanlar.
İyi yaşayanlar, kötü yaşayanlar, tüm yaşayanlar
Bir gün mutlaka ölümün acısı tadarak anlar.
Uçuruma uçan bir otobüsü veya treni kaçırdığına sevinenleri
Bilinmez, belkide bekliyor olabilir bunlardan bin beteri.
Kendinden kaçan, korkularından kaçıp saklananın
Anlayacağı tek şey kendisi olduğudur kovalayanın.
Deli gibi sevdiği platonik aşkı ile karşılaşınca
Kızarıp kaçanların da gerekçeleri vardır akıllarınca.
Yarın için bugünü kaçıran, bugün için dününü
Ne halt yerse yesin, varsın görsün gününü.
Nefsine uyup kaçanlar Bodrum gecelerine
Hiç acımazlar mı ecelerine, bacılarına?
Satıp savurup evini barkını, tarlasını tokadını
Asgari bile olmayan ücretle şehirde köle olanı
Bir kuzu, bir horoz, bir at sesine hasret kalanı
Anlamak mümkün mü doğayı, doğallığı kaçıranı?
Serseri ruhum! Keyif alan şarap kokan dudaklardan,
Kaçamayıp ateş üstünden atlayan ve gitar çalanlardan
Pahalıya mal olan uzun geceler yaşayanlardan
Kaçı kaldı geride? Kendine gel! İbret al olanlardan.
Nostaljik akşamlarda aşk kokusu ise ara sıra içine dolan
Seni evinden kaçırmaya çalışıyorsa hem yılan hem yalan!
İbrahim Eroğlu, Reddetme ve dene! Kim bilir,
Çocuklarının kokusu aşk kokusuna galip gelebilir.
Mevsimler geçer ardı ardına, her yıl gelir bahar
Başlar okuldan kaçmalar, kaçamaklar, kaçıranlar
Yediler, kırklar, deliler, âşıklar pervane misali ışığa koşar
Kaçan kurtulur, yakalanan yanar ve yere düşer,üçer beşer…
Kayıt Tarihi : 11.4.2008 16:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İbrahim Eroğlu'nun denemesinin kendi izni ile şiirselleştirilmiş halidir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!