Düşünceleri kafandan kovup, kafanı boşaltmadan yatağa girdiysen uyu uyuyabilirsen. Dön sağa, dön sola yok hayır olmuyor. Kalktım. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya girdim. Aynadaki yüzümü beğenmedim. Fikir değiştirip duşa girdim. Sıcak bir duş aklımı başıma getirir, ya da beynim boşalır diye düşünmüş olmalıyım. Suyu ayarladım. Dakikalarca sıcak tazyikli suyun vücudumu iğnelemesine bıraktım. Duştan çıkıp mutfağa yöneldim. Sert bir kahve pişirip içtim ve evden çıktım.
Şehrin o puslu, kirli havasını solumak bir anda genzimi yaktı. Derin nefes alamadım. Sokaklar hemen, hemen boştu. İlk otobüsler birkaç uykulu yolcusuyla boş geçiyorlardı. Sahil yönüne doğru yürüdüm. Narenciye bahçelerinin arasından geçen yolda yürümek hoşuma gitti. Mandalina, portakal ve limon bahçelerinden havaya hoş bir koku yayılıyordu. Şehrin hava kirliliği henüz buraya ulaşamamıştı. Karıncalanan, çatlayacak zannettiğim beynim yavaş,
yavaş açılıyordu. Daha önce anlam ve mana veremediğim birçok sorunun cevaplarını şimdi bulabiliyordum. Bahçeler arasından çıktım. Araba vapuru iskelesinden, marinanın önünden İnciraltına doğru yürüyüşüme devam ettim.
Buralarda yollar ıssızlığını hala koruyordu. Yol kenarlarındaki yeşil örtüde gece yağan çiğ
henüz kaybolmamıştı. Cafeler ve restoranlar, büfeler de hayat izi yoktu. Tek tük yürüyüşe çıkanlarla karşılaşıyordum. Aynı yoldan geriye eve döndüm. Saate baktım. Yaklaşık iki buçuk saattir dışardaydım. Güneş yükselmiş, yollar hareketlenmiş, duraklar ve otobüsler işlerine giden insanlarla dolmuştu. Eşyalarımı topladım. Geride bırakacağım evimi toparladım. Kapıyı çekip çıktım. Çeşme garaj büfesinden birkaç gazete, dergi alarak otobüse bindim. Sessizliğe, huzura, dinlenmeğe ihtiyacım vardı. Yalnız kalmak istiyordum. Gitmeliydim bu kentten ve buralardan. Başka yol bulamıyordum.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
ÜSTADIM, MUHTEŞEM BİR ANLATIM, HARİKA BİR FİNAL. ÇALIŞMANIZI BEĞENİ İLE OKUDUM. YÜREĞİNİZİ VE GÜÇLÜ KALEMİNİZİ İÇTENLİĞİMLE KUTLARIM. SAYGILAR+10+ANT
Gözlerimi kapadım. Oturduğum koltuğa iyice yaslandım. Tortop aldum. Küçüldüm adeta. Bir alev dalgası yükseldi boğazımdan yüzüme... Aynı anda başımdaki sancı göğsüme yayıldı. Elim
kalbime gitti korkuyla, içimden ' Tanrım sen kalbimi ve aklımı koru...' dedim. Uzaktan serin mavilik, deniz göründü. İçimdeki ses; ' Dayan, cehennemden kurtulmağa az kaldı. Cennete dönüş yolundayız. ' diyordu.
(...............)
Dinmez ER/ Çeşme / 25 Aralık / 2009 /
USTA KALEMİNİZİ KUTLARIM DİNMEZ BEY BEĞENİYLE OKUDUM TEBRİKLER SAYGILARIMLA +10PUAN
ÇEŞME ÖYLEDİR...CEHENNEMDEN CENNETE DÖNÜŞ YOLUDUR...BEN CENNETTEMEYİM DEDİĞİN YERDİR...BUNU SADECE YER OLARAK BELİRTMİYORUM :)
KAÇIŞ BAŞLAMIZSA....YARILADIK DEMEKTİR...
GÜN GELİR UNUTULUR KAÇILAN CEHENNEM..O CENNETTE...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta