Tanrısal mimarın, var ediş odası!
Olağanüstü küçücük bir sanat evi.
Sıcak dost elinin şefkatle,
Duvarlarında gezindiği,
Ana okulum.
Ağzım, burnum, kaşım,
Gözlerim oynadı sanatsal.
Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Devamını Oku
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
İlk nefesimi aldığım penceremden,Ciğerlerimi dosdurayım patlarcasına,çok çok güzeldi kutlarım sizi sevgili şair.YUVASIZ KUŞ
Bu yaşamın gerçek oyuncularıyız. Emperyalizmin kıyıcı bulutları insanları yok etmesin.
Hayata dair...başarılı ve harika bir anlatım...kutluyorum.
Kararlı duruştu, sürükleyici ve güzeldi.
Kaçış
Tanrısal mimarın, var ediş odası!
Olağanüstü küçücük bir sanat evi.
Sıcak dost elinin şefkatle,
Duvarlarında gezindiği,
Ana okulum.
Ağzım, burnum, kaşım,
Gözlerim oynadı sanatsal.
Adına mizansen diyorlarmış.
Ders ders ders ders!
Ses, soluk, heyecan, korku....
Dokuz aylık sanatsal eğitim,
Ve 'perde'...
Ve o doyulmaz an!
Ve 'perde'...
Ve dokuz ay içimde sakladığım,
O ilk nefes...
Ve gözlerimin yumuk ışığında
Milyarlarca seyirci!
Ve o muhteşem dünya sahnesi...
Başrol oynuyorum artık,
Hak etmişliğimle geldim,
Çünkü ben varım...
Hiç bitmeyeceğini umduğum oyun!
Belki de kısa bir canlandırma!
Yani, yönetmenimin kararınca,
Yani, kadarınca...
Damladan çağlayana kadar,
Zerreden engin deryalara kadar oynadım!
Oynadım; başlangıçları, bitişleri.
Oynadım değişimleriyle zamanı,
Düşünce boyutundan sıyrılmış yarı eter bir bedenle.
Her zaman yakıp yıkmış kahrolası şavaşlar,
Ve her yerde iç çekerek aradığımız,
İnsanlık barışı! ! !
Yani, minik bir çocuk masumiyetindeki,
İnsanlık değeri! ! !
Nasıl bir değermiş bu ayarı bozuk,
Tartısız bir terazi kefesinde! ! !
Adaleti olmayan eğri bir oyunun,
Korkak, acemi ve hiçliği oynayan,
Güldürürken ağlayan zavallı,
Boyaları akmış şaşkın palyaço!
Büyük bir oyun,
Yaşam oyunu ve aciz bir ben,
Baş rol oynuyorum! ! !
Yıkılası putlar dengesiz,
Ölüm raksında beyinler.
İnci tanesi dünyam, sahnem,
Mantar bulutlu tarlaların masum ırgatı,
Yakan, can acıtan canhıraş sur düdüğü,
Ve cehennemi yaratan ecelsizlik! ! !
Dağlar eleklenir bir sallanışta,
Taşlar harlı toz!
Yani, mitolojinin yaşayan Tanrıları,
Yani, oyunun yönetmenleri,
Ve sürekli değişen dekorlar!
Bu benim sahnem değil!
Siyah sırlı yalancı aynalar,
Bedenimi kirleten neonlar!
Ben bu sahnenin oyuncusu değilim,
Bırakın yalan alkışları,
Açın karartılmış perdeler ardını...
İlk nefesimi aldığım penceremden,
Ciğerlerimi doldurayım patlarcasına,
Ve acı bakışımla,
Son defa vereyim...
Halilcan Osmanoğlu
***hangi dizesinden...hangi kelimesinden ayırayım ki bu derinnn anlatının...herbir tanesi özel herbir kelimesi giz sandığımız yaratılışın...apaçık/yalın dostdoğru anlatımı...ve başlangıç...ve final...harikaydı...okudum bidaha okudum...
emeğine/yüreğine sağlık güçlü kalem...sizi okumaya devam edeceğim...sayfanızda kalakaldım ayrılamıyorum...hepsi bitsin istemiyorum...siz yazmaya devam lütfen...bende okumaya...tşk.ler...
tampuan...+...antj....
mükemmel yorumunuzu yürekten kutluyorum...
Dünyanın kahrı birikmiş omuzlarında sevgili değerli büyüğüm,
Öyle birikmiş ki;Savaşlar,üzüntüler,yalanlar,dolanlar,ahlaksızlıklaröyle acıtmış ki yüreği,Yeter artık dayanamıyorum dercesine,
Bunlar böyle bi yüreğin feryatları işte yeter yeter yeter dercesine,
Ve gerçek huzur ölümde değil mi sevgili şairim hakettiğimiz dünyanın sende burası olmadığını düşünüyor ve bu kirli oyunların entrikalı serzenişli ve değişik enstentelerle dolu hayatın size göre olmadığını gerçek huzurun ölümde ve ahiretteki yaşamda olduğunu düşünüyorsunuz
İşte bu bir haykırış huzura kavuşma haykırışa aynı huzurda karşılıklı olmak dileklerimle
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta