Kaçış Şiiri - Halilcan Osmanoğlu

Halilcan Osmanoğlu
44

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kaçış

Tanrısal mimarın, var ediş odası!
Olağanüstü küçücük bir sanat evi.
Sıcak dost elinin şefkatle,
Duvarlarında gezindiği,
Ana okulum.
Ağzım, burnum, kaşım,
Gözlerim oynadı sanatsal.
Adına mizansen diyorlarmış.
Ders ders ders ders!
Ses, soluk, heyecan, korku....
Dokuz aylık sanatsal eğitim,
Ve 'perde'...
Ve o doyulmaz an!
Ve 'perde'...
Ve dokuz ay içimde sakladığım,
O ilk nefes...
Ve gözlerimin yumuk ışığında
Milyarlarca seyirci!
Ve o muhteşem dünya sahnesi...
Başrol oynuyorum artık,
Hak etmişliğimle geldim,
Çünkü ben varım...
Hiç bitmeyeceğini umduğum oyun!
Belki de kısa bir canlandırma!
Yani, yönetmenimin kararınca,
Yani, kadarınca...
Damladan çağlayana kadar,
Zerreden engin deryalara kadar oynadım!
Oynadım; başlangıçları, bitişleri.
Oynadım değişimleriyle zamanı,
Düşünce boyutundan sıyrılmış yarı eter bir bedenle.
Her zaman yakıp yıkmış kahrolası şavaşlar,
Ve her yerde iç çekerek aradığımız,
İnsanlık barışı! ! !
Yani, minik bir çocuk masumiyetindeki,
İnsanlık değeri! ! !
Nasıl bir değermiş bu ayarı bozuk,
Tartısız bir terazi kefesinde! ! !
Adaleti olmayan eğri bir oyunun,
Korkak, acemi ve hiçliği oynayan,
Güldürürken ağlayan zavallı,
Boyaları akmış şaşkın palyaço!
Büyük bir oyun,
Yaşam oyunu ve aciz bir ben,
Baş rol oynuyorum! ! !
Yıkılası putlar dengesiz,
Ölüm raksında beyinler.
İnci tanesi dünyam, sahnem,
Mantar bulutlu tarlaların masum ırgatı,
Yakan, can acıtan canhıraş sur düdüğü,
Ve cehennemi yaratan ecelsizlik! ! !
Dağlar eleklenir bir sallanışta,
Taşlar harlı toz!
Yani, mitolojinin yaşayan Tanrıları,
Yani, oyunun yönetmenleri,
Ve sürekli değişen dekorlar!
Bu benim sahnem değil!
Siyah sırlı yalancı aynalar,
Bedenimi kirleten neonlar!
Ben bu sahnenin oyuncusu değilim,
Bırakın yalan alkışları,
Açın karartılmış perdeler ardını...
İlk nefesimi aldığım penceremden,
Ciğerlerimi doldurayım patlarcasına,
Ve acı bakışımla,
Son defa vereyim...

Halilcan Osmanoğlu
Kayıt Tarihi : 13.6.2009 13:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İsmail Kızılay
    İsmail Kızılay

    İlk nefesimi aldığım penceremden,Ciğerlerimi dosdurayım patlarcasına,çok çok güzeldi kutlarım sizi sevgili şair.YUVASIZ KUŞ

    Cevap Yaz
  • Necmiye Getizmen
    Necmiye Getizmen

    Bu yaşamın gerçek oyuncularıyız. Emperyalizmin kıyıcı bulutları insanları yok etmesin.

    Cevap Yaz
  • Seher Güral Ercan
    Seher Güral Ercan

    Hayata dair...başarılı ve harika bir anlatım...kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Ayşe Yarman Öztekin
    Ayşe Yarman Öztekin

    Kararlı duruştu, sürükleyici ve güzeldi.

    Cevap Yaz
  • Nehir Aslan
    Nehir Aslan

    Kaçış

    Tanrısal mimarın, var ediş odası!
    Olağanüstü küçücük bir sanat evi.
    Sıcak dost elinin şefkatle,
    Duvarlarında gezindiği,
    Ana okulum.
    Ağzım, burnum, kaşım,
    Gözlerim oynadı sanatsal.
    Adına mizansen diyorlarmış.
    Ders ders ders ders!
    Ses, soluk, heyecan, korku....
    Dokuz aylık sanatsal eğitim,
    Ve 'perde'...
    Ve o doyulmaz an!
    Ve 'perde'...
    Ve dokuz ay içimde sakladığım,
    O ilk nefes...
    Ve gözlerimin yumuk ışığında
    Milyarlarca seyirci!
    Ve o muhteşem dünya sahnesi...
    Başrol oynuyorum artık,
    Hak etmişliğimle geldim,
    Çünkü ben varım...
    Hiç bitmeyeceğini umduğum oyun!
    Belki de kısa bir canlandırma!
    Yani, yönetmenimin kararınca,
    Yani, kadarınca...
    Damladan çağlayana kadar,
    Zerreden engin deryalara kadar oynadım!
    Oynadım; başlangıçları, bitişleri.
    Oynadım değişimleriyle zamanı,
    Düşünce boyutundan sıyrılmış yarı eter bir bedenle.
    Her zaman yakıp yıkmış kahrolası şavaşlar,
    Ve her yerde iç çekerek aradığımız,
    İnsanlık barışı! ! !
    Yani, minik bir çocuk masumiyetindeki,
    İnsanlık değeri! ! !
    Nasıl bir değermiş bu ayarı bozuk,
    Tartısız bir terazi kefesinde! ! !
    Adaleti olmayan eğri bir oyunun,
    Korkak, acemi ve hiçliği oynayan,
    Güldürürken ağlayan zavallı,
    Boyaları akmış şaşkın palyaço!
    Büyük bir oyun,
    Yaşam oyunu ve aciz bir ben,
    Baş rol oynuyorum! ! !
    Yıkılası putlar dengesiz,
    Ölüm raksında beyinler.
    İnci tanesi dünyam, sahnem,
    Mantar bulutlu tarlaların masum ırgatı,
    Yakan, can acıtan canhıraş sur düdüğü,
    Ve cehennemi yaratan ecelsizlik! ! !
    Dağlar eleklenir bir sallanışta,
    Taşlar harlı toz!
    Yani, mitolojinin yaşayan Tanrıları,
    Yani, oyunun yönetmenleri,
    Ve sürekli değişen dekorlar!
    Bu benim sahnem değil!
    Siyah sırlı yalancı aynalar,
    Bedenimi kirleten neonlar!
    Ben bu sahnenin oyuncusu değilim,
    Bırakın yalan alkışları,
    Açın karartılmış perdeler ardını...
    İlk nefesimi aldığım penceremden,
    Ciğerlerimi doldurayım patlarcasına,
    Ve acı bakışımla,
    Son defa vereyim...

    Halilcan Osmanoğlu

    ***hangi dizesinden...hangi kelimesinden ayırayım ki bu derinnn anlatının...herbir tanesi özel herbir kelimesi giz sandığımız yaratılışın...apaçık/yalın dostdoğru anlatımı...ve başlangıç...ve final...harikaydı...okudum bidaha okudum...
    emeğine/yüreğine sağlık güçlü kalem...sizi okumaya devam edeceğim...sayfanızda kalakaldım ayrılamıyorum...hepsi bitsin istemiyorum...siz yazmaya devam lütfen...bende okumaya...tşk.ler...

    tampuan...+...antj....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Halilcan Osmanoğlu