Kaçırma Gözlerini Şiiri - Yorumlar

'Günün Şiiri' konusunda şahsen bir görüşüm bir ilkem vardır ki o da; öncelikle şairin diğer eserlerine de bakmak lazım diye düşünürüm her zaman.Şiir; belki çok özgün değil, ama çok kötü de değil, başarılar dileğiyle saygılar.

bende begenmedim yani gunun siiri olacak kadar icten yazilmis akici bir siir deyil genede yureyine saglik. siir dostum.

Kaçırmasalar gözlerini ne hoş olacak.
Ne çare ki ara sıra kaçırıyorlar.
Kırk yıllık yaraları kaşıyıp,açıyorlar arayı.

Kutlarım.Güzeldi.

Zaruri bir ek: TDK kesinlikle referans alınacaksa Sn. Hüzünkâr haklıdır. Yani saydığı kelimelerdeki a harflerine TDK şapka koymuyor. Kargaşaya sebebiyet vermemek için son zamanlarda ben de elden geldiğince uymaya çalışıyorum TDK'nın kurallarına.

Her zaman değil: meselâ mesela'nın a'sı üzerine ben her zaman şapka koyarım. Çok bariz, vurgulu bir uzatma vardır orada. Benim için şâir de böyle kelimelerden biridir.

Bu şapkaları koymayan yanlış yazmış olur mu?
Hayır.
Kuralları belirleyen bir kurum var ve o böyle söylediği sürece o kişiler de kesinlikle doğru yazıyorlar.

İkinci mısradaki 'bak' üçüncü mısranın kafiyesi olan 'bakmalı'ya negatif ket vurmuş. Teknik olarak hata yok ama ilk dörtlüğün kafiyeleri böylece zayıflamış.

İkinci dörtlükteki âteş (şapkası doğrudur: azap kastı veriyor) ile güneş... Bu iki kelime -yine- teknik olarak kafiyeli olsalar da beni hep rahatsız ettiler. Neden olduğunu bilmiyorum. Ya n sesi bir şeyler yapıyor, veya aslında aynı harf olmayan bir harf var oralarda. Belki Farısî ş ile Türkî ş arasında bir uyumsuzluk vardır. Belki Emrah çıkıp aydınlatır. Yine de teknik bir hata olabileceğini sanmıyorum çünkü eski yazıda şın şındır başka şın yok :)

Bence şapkalar konusunda bir sorun yok: TDK bir zamanlar tüm şapkaları imha etti, fakat daha sonra muhtemelen şapka kanununu hatırladığı için, sürekli şapka ilâve ediyor. Hala - hâlâ bunların en meşhurudur. Meselâ lutfedip benim soyadımda da mecbur tutuyor artık şapkayı.

Yine bu şiirde de asıl sorun demini yeterince almış olmamak gibi geliyor. Şâiri anlayabiliyorum. Ben de aynı şeyleri yaşıyorum çünkü. Bu yüzden şiirlerimde yayınladıktan yıllarca sonra bile değişiklik yaptığım olabiliyor.

Antoloji'nin tavrında belirgin bir değişiklik seziyorum. Artık yeni şâirlere daha fazla yer veriyor gibi. Eskileri herkes biliyor. Onlar şiirin zaten sevildiği bir dönemde yaşadılar. Kendini duyurma anlamında sıkıntısı olanlar günümüz şâirleridir. Hasılı bir Necip Fazıl'ı herkes her yerde okuyabilir. Onu tekrar tanıtmaya çalışmanın bir anlamı yok. Ama bir Esat Anık'a dikkatleri çekmek daha hayırlı bir hizmet olabilir.

Sonuç: Kimse her gün bir başka şaheser aramasın. Onlar zaten çok fazla sayıda olmazlar. En meşhur şairlerden bile kafanızda en çok bir veya iki şiir vardır. Diğer şiirlerinden aynı hazzı almazsınız. Bu bakış açısıyla yine -belki biraz da ben değiştim- çok yanlış bir seçim olmadığını düşünüyorum.

'bu kadar yürekten çağırma beni
bir gece ansızın gelebilirim
beni bekliyorsan, uyumamışsan
kapında sevinçten ölebilirim..'

mi diyordu ne, Ümit Yaşar Oğuzcan...ne güzel bir makamı vardı hani!..çirkin olsa da sesim, söyledim gittim:))))

diyecek başka bir şey yok...

saygı ve sevgiyle...

yüreğinize sağlık esat bey selam.....

farklı bir çalışma.sevgi teması yoğun işlenmiş.güzel bir şiir okudum.

güzelligin beş para etmez bendeki bu aşk olmasa demiş iyi çalışmalar

4 x 4 kutlarım