Suyu çekildi sevdaların
Kara çalılara takılı isyanım
Rüzgarın tenezzülü bile yok nefesime
Serili upuzun yıllar hayalimde
Yıkık, mahzun, viran
Kırılıp dökülüyor ahengim.
Bir deri bir kemik artık, hüznüm
Terkinden arta kalan hep acılı sözler
Uzun sürdü muhasebesi geçmişin
Muhakemesini yapamadım toza dumana karışıp
Savrulan yılarımın
Bunaltıyor sorular kalbimi
Sorgulamaların tonu tanıdık
Hep ben miyim hatalı?
Eğer öyleyse niye?
Kimedir böylesi akıllanmaz
Azılı inadı kalbimin?
Cevaplar çok, dolu dolu
Lakin sırası gelmiyor sorunun
Bile bile lades çeker hallerim
Hep acıyı sevdi yüreğim
Soru sırası sevmeye gelince
Malum, adım hazan
İstesem de, yırtınsam da
Yüz vermez bahar çırpınışlarıma
Sımsıkı kapanmış yüzüme
Aşkın sürgülü kapıları.
Sır perdesini aralıyor geceler
En kadîm dostum zifir sessizlik
Müsamaha etmez duygularıma
Bir kez olsun es geçmedi eksiğimi
Şamarlar patladı her gün gönlüme
Gece dönerken aydınlık işkencelere
Sonucu zaten belli bu savaşın
Kaybetmek, yanmak sarsıntılarda
Yığılmak nihayet iki büklüm.
İşte buydu zor olan
Arsız sorgulamalar girdabında beni yoran
Boğucu yalnızlık selinden artan
Suyu çekilmiş duygusuz milleriydi ruhumun
Her bir zerresinde halsiz bedenim gizli
Yıkayacağım kirlerimi derken
Yakıp yıktım umutlarımı
Olan bana oldu her sonuçta
Bir kişi bile ağlamıyor derdime
Tek başıma gitmekteyim bilinmezlere
Uzun, yorucu ve serkeş
Elem dolu göz yaşlarımla.
Ağlama sen, hiç ağlama hüznüm
Yanma boşuna, dağlama yüreğini
Üzülme çaresizliklere
Yırtınmanın anlamsızlığını duy
Boyun bük artık kaderine
Teslim ol, kes artık isyan türküsünü
Ey benim dert ortağım
Acıyla kanla örgülenen çile yumağım
Sebepsiz tufanlarda talan olan
Yalnızlık titremesindeki feryadım
Beni ve derdimi bende bırakıp
Uzaklaşan sevinçlerin yorgunu kalbim.
Sabret desen de yorgun gönlüme
Dönmeyecek artık bana zaman
İstesem de mümkünü yok
Bilmenin acısıyla yanıyorum
Bakmak yetiyor aynaya
Beyhude, nafile yırtınmak
Gün, sona dönmüştür artık
Bırakıp giderken geride beni
Kaçıp giden yıllarım.
(24.06.2006)
Burhanettin Akdağ
Kayıt Tarihi : 5.4.2007 23:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nasıl geldik buralara derler, dile kolay yarım asırdan iki fazla. Ne anlatsa, ne söylese beyhudedir kırgın, hüzünle yıkanmış gönüllere kaçıp giden yıllar.
Dönmeyecek artık bana zaman
İstesem de mümkünü yok
Bilmenin acısıyla yanıyorum
Bakmak yetiyor aynaya
Beyhude, nafile yırtınmak
Gün, sona dönmüştür artık
Bırakıp giderken geride beni
Kaçıp giden yıllarım
Saygıdeğer dostum, bu içten dizelerle yüreğimi ortasına hüzün düşündün, tam da bir an aynaya bakmışken, geçip giden yılların ardından hangi şair şiirlerin gizemli dünyasına sığınmamışki...Hüzne salsa da güzel ve derin anlam yüklü bir şiir okudum kalemine yüreğine sağlık, tebrik ediyorum selam ve saygılarımla...
TEBRİKLER ÜSTADIM.
ON PUAN.
SELAM VE DUA İLE.
Gün perdelerini dünlerin de ağırlığınca indirirken göz kapaklarına,yaşlar ince uzun süzülür boynuna,bir başına ayna karşısında savaşıp duranın. Çizilir gözbebeklerine mahsum zaman dilimleri...Bir bir toplar etinden ,akıl almaz/dayanlmaz yalnızlığın tırnak izlerini.....
Güman eyler cümle sırlar/acımtırak asırlar,sırdaş hüznün dipdiri gövdesiyle...
Batar avcunda güneş,bir yitik zamanın ve dönmez tümcelerde asılı saatler,aylar,1001 nefeslik ömürler.....
Kaleminize sağlık sevgili Burhanettin Ağabeyim.....
Yüreğinize kocaman sevgiler...
Teşekkürüm sonsuz..
Mevlama emanetsiniz............
TÜM YORUMLAR (13)