Toplumda var olan genel yetişme koşulları ve kişiye düşen imkanlar oluşturur, günlük yaşamda normal kabul edilenlerde olduğu kadar uç davranışların da sebeplerini. Sağlıklı yollardan karşılanmayan ihtiyaçlar, anlık ve kişi seçmeyen girişimlerin temelini hazırlar. Kültür düzeyinin seviyesi ise, içsel taleplerin insandan insana değişen dışa vurum şeklini belirler, terbiye eder. Farkındayım, üstü kapalı tahlillerle giriverdim yazıya, ancak cinsellikten bahsediyorum. Bahsetmemi gerektirecek örneklere kulak misafiri oluyorum, peş peşe çünkü...Toplumlarda cinselliğin analizi ile uğraşmak, konu uzmanlarının alanı elbette. Ancak bana öyle geliyor ki; abazanlık kültüründe de (konuya en kaba hatlarıyla baktığımızda) yukarıda sözünü ettiğim işleyişler, rol alıyor.
Buralardan yapınca çözümlemeleri, hayata dair ince elek düşünülmüş sözleri olan, toplumun hep bir adım önünde olduğu için sanatçı kimliğini taşıdığını düşündüğümüz, yaşını başını dolayısıyla hayat deneyimini almış edebiyatçıları anlamak daha bir zorlaşıyor. Daha bir zorlaşıyor benim için, bir yandan onların aşk tanımlarından beslenmişken bugüne dek,insanı anlatan şiirleri dilimizdeyken dost meclislerinde hâlâ, onların abazanlıklarıyla yüzleşmek.
Felsefeyle, tarihle, kuramlarla, ideolojiyle birlikte algıladığımız bu insanlar için, artık(örneğe uymayanları tenzih ederek) şöyle bir isyan cümlesi fışkırıyor içimden:
-Nedir, bazı yaşlı erkek şairlerin bu hali...
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Sevgili şair...
Yazında belirttiğin, okumuş yazmış ama ADAM olamamış şu zavallılara atfetmek için
Bir şey daha eklemek istiyorum
İnsan ne kadar çok KLAS görünse de, 10 tane okul bitirse de ADAM olmak nasip işidir. Eğer ki ADAM olamamışsa her şey boştur. Demek ki bu balatası yananlar da yaşına, başına, tahsiline rağmen hala ADAM olamamışlardır.
Şimdi size bir kıssa anlatacağım:
Adamın biri UKALIKLARI ile meşhur oğluna:
- OĞLUM SEN ADAM OLAMAZSIN….. der….bu oğlanın çok gücüne gider.
Ve karar verir. Üniversite bitirip kaymakam olur. Ve yaşadığı ilçeye tayin çıkartır.
Sonra Bekçiyi çağırır:
- “GİT ŞU ADAMI AL GEL. SENİ KAYMAKAM ÇAĞIRDI DE” DER
Bekçi gider adamı yaka paça getirir çıkarır kaymakamın huzuruna..
Adam korkar. Kaymakam beni ne için çağırdı.acaba ne kusurum oldu diye. Makama çıkınca bir de bakar ki haylaz oğlu kasıla kasıla oturuyor masada.
Kaymakam büyük bir gururla:
-“BABA BAK SEN SENDEN ADAM OLMAZ DEMİŞTİN “ demiştin bir zamanlar. Büyük söyledin,beni küçümsedin. Bak ben 2 üniversite okudum hemi de KAYMAKAM oldum işte. Der…
Yaşlı adam oğluna şöyle bir bakar ve der ki:
- AFERİN OĞLUM. MAŞALLAH kaymakam OLMUŞSUN. AMA BEN SANA KAYMAKAM OLAMAZSIN demedim ki… ADAM olamazsın dedim. Sen eğer adam olsaydın, Bu yaşlı babanı sırf hava atmak için ayağına getirtmezdin yaka paça.
- Hadi yolun açık ola. Sen git bir Fakülte daha okumaya.
selamlar ADAM olabilenlere
bu sayfaya bu yazıya yorum yazmaya cesaret edemedim bir ara...demekki sizin kadar cesur değilim...
Aynur hanım...trajediyi tam doğru olarak ortaya koymadığınız harika yorumlardan anlaşılıyor...arjantınlı bayandan başlayarak yorumlar at gözlüğü takmadan yapılmış sorun etraflıca ortaya konulmuş..keşke siz bu cesur yazınızı tarafsız olarak yazsaydınız...
Tacizin dini ımanı yok.yaşı başı yok cinsiyeti yok yaşıyoruz bunları...ağırlıkta erkekler,yaşlılar araştırma meselesi olabilir hak veririm ama bir kesime yüklemek teşhisi zorlaştırı.o zamanda sorunu çözmek imkansız olur...
Biz ne tahsilliler gördük.yaşlılar gençler gördük her iki cinsten...
tahrıkin kıblesi yok... kim suçlu ya soyunmak öyle kolay değil zannedersem...
yazamadıklarımız var anlatamadıklarımız var içimize nice şeyleri gömmüşüz...
Dediğiniz türden zavallıların boyu her gün bunları açık yüreklilikle ortaya koyamamızdan uzanıyor, gönlümüzü yaralıyor.....
İnsana gayesini anlatmayan toplumsal düzenlerde.gayesini anlayamayan insanlar her dinden her milletten her ideolojiden bunları yapmaya devam edecek maaalesef.Çabamız insanda yarattığı yıkıcı etkiyi aşgarıya indirmek...
bu da mürekkep yalamış insanların,insan olduğunun farkında olanların çabalarıyla olacaktır şüphesiz...saygılarımla...metin topçu
Görüyorum ki;bu durumların varlığına tanık olmak durumu karşısında haklı olarak içten çıkan isyan cümlesi yanlış anlamalara açık kapı bırakacak bir darlıkta.( tek başına ele alındığında )
Bu darlığın farkında olarak, ama yazının bir bütün olduğu bilgisi ile bir önceki cümlemde tenzih ettiğimi söyleyerek giriş yaptım cümleye. Yazı içinden cımbızlanıp cümle tek başına incelendiğinde haklısınız hepiniz.
O cümleye “bazı” sözcüğünü yazım aşamasında üzerinden geçerken (önce olmayan haline) eklemiş sonra kaldırmıştım. Çünkü isyan cümleleri bu kadar ayrıntılı çıkmaz insanın içinden doğalında…Ben de cümleye girizgahta kullandım o nedenle açıklamayı.
Sadece yaşlılıkla, toplumsal statüyle, cinsiyetle de olmaz bunların sınırları elbette. İnsanlıktır aslında olması gereken birincil ölçek.
Ancak bir de toplumsal tahammül sınırının zorlandığı örnekler vardır. Onlara zum yapmaktı niyetim ( insanlık , ahlak, disiplin, terbiye, toplumda sanat rolü, örnek davranış içinde olma sorumluluğu vb. kavramlarını da içinde taşıyan bir pencereden ve bu yazıdan sonra konunun gideceği tüm mecralar için, bir yol başlangıcı gibi olsun niyetiyle )
Hepinizin ilgisine teşekkür ederim.
Saygılarımla
Aynur Özbek Uluç
şiir nedir,kime yazılır,neden yazılır?
Bu soruları bünyesinde barındıran bir konudur bu
.Arkasından şair kimdire gelir.
Şiir yazmak mıdır şair olmaya neden.
Yani sağlam bir kültüre sahip olmak,cümleleri oynatabilmek ve bu konuda yetkin olmak şairlik sıfatını da direk sahip olmayı gerektirmiyor ki konuyu sadece şiire ver şaire indirgemek doğru olmaz.
Her alanda böyle durumlarla karşılaşmak mümkündür.
Yazıda yaşlı erkek şairlerden bahsediliyor.
Hayır bu iş sadece yaşlı erkeklerin tekelinde değil.
İç güdüsel bir davranışın kültürlüce dışavurumu belki de.
Şiir yazan(şiir yazma çılıgınlığına erişmiş) insanlardan her türlü cümle kurulumu beklenir.
Çünkü hayat belirli kurgular çerçevsinde şekillenmemiştir onlar için.
Hareket doğru mudur?
Değildir belki de ama sebep sonuç dahilinde değerlendirmek gerek bu durumu.
Burdan kadın şairler konusuna da değinilebilir.
Kadın şairler şiirlerinde kendilerini ne kadar yansıtıyorlar o tartışılır.
Çünkü dünyada ve toplumumuzda erkek şairler çoğunluktadır.
Bu durumda kadın şairler kendilerinden çok erkek şairlerin takipçisi konumundadır.
Bu durumda iç güdülerini şiire yansıtabilen kadın şairler bahse değer oluyor.
Konu bu değildi ama böyle oldu...
ilk kez yorumsuzum yazına , utandım
İş bu noktaya geldi demek...Yazık...!
Şiir adına burada olanlar kendilerini o kadar güzel ifade ediyorlar ki aradakiler hemen kendini gösteriyor...Ak'ın üzerine düşmüş siyah gibiler...
Bence insan kadın ya da erkek, evli ya da bekar ya da dul hiç farketmez adını da yaşını da taşımalı...
Ancak ben şuna da dikkat çekmek istiyorum. Karşı taraf izin vermedikçe hiç kimse bu tür konuşmalara
cesaret edemez diye düşünüyorum. Ve konu o tarafa gittiğinde birey insani tepkisini ortaya koymalıdır.
Yazını okuyunca aklıma sevgili(!) bulma siteleri geldi hani daha önce bu sayfalarda reklamı yapılan siteler. Oralarda saklanamayanlar şiir sitelerinde şiirlerin arkasına saklanıyor demek ki...
Ne garip neleri duyuyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz...
Şiir adına burada olanlara selam olsun...
Sizi tebrik ediyorum...Selam ve saygılarımla...
Balata ha??:))Kaba bir tabir gibi geldi başta;fakat okuyunca gördüm ki gayet zarif bir başlık olmuş:))
Ama ben şunu şuraya kaydetmek istiyorum: Aklı fikri şiirde olan insanlar böyle şeyler düşünmüyorlar,yaşları ne olursa olsun.Bunları düşünenler,yapanlar bence edebiyatta pek bir şeyin sahibi değillerdir.E o kadarını da ayırsın artık tuzağa düşme potansiyeli olanlar.Büyük konuşuyorum:ben aynı durumda olsam böylesi heriflere selam bile vermezdim.Ki onlarda cuhelayı hedef yapmışlardır kendilerine.
Lafı uzattım,kısaltayım: Dünyada iyi-kötü herşeyin taliplisi vardır,onlar da bunun için vardır.Toyları uyaralım,ama hemen sonra işimize bakalım..
Edebi açıdan bir esprisi yoktu aslında yazınızın,ama düşündürmek daha önemliydi bu konuda;direkt cümlelerinizi anlayabildim bunun için..
Saygılar,sevgiler..
Seni bu ayın şairi seçerim...
Hım
Çok düşündürücü...
Bu söz kastına bir karşılık buluyor mu?
Hımm...
Bu da çok düşündürücü?
Eğer karşılık buluyorsa Ayın Şairi olabilmek için Katlanılan şey de çok düşündürücü..
Ayın şairi olmak için mi katlanır bir insan böyle bir işkenceye?
Bundan sonra ayın şairlerine hep şüpheyle mi bakmalı? (sözüm meclisten dışarı)
Hoş gerçi şairinden önce şiirine baktığım için gam
değil bana.
Türk sinemasında bir karakter eksikliği hissettiğiniz olmuyor mu?
Hanımlar, beyler soruyorum size?
Coşkun bey in (sıfatını yazmadım) simetriği bir karakter olması gerekmez mi yeşilçamda?
Bak şimdi düşündüm.
İnanın ben feminizmin zıddını bilmiyorum. Sahi var mı gerçekten onun da böyle bir afili ismi?
Bana bunları düşündürdüğün için çok teşekkürler Özbek hanım.
saygılarımla
Yazacak bekle!
İşte cesurca yazmışsınız, ellerinize sağlık...En az sokaktakiler kadar burda da vardır, rastladığımız her dört kişiden üçü şair olanlardan...Sataşmayı, sarkıntılığı diliyle yapan, imalı sözleri alt alta yazıp şiir yazdım sananlardan.
Ancak bu kadar cesur yazılabilirdi, kutlarım sevgili Aynur...Nurdan Ünsal
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta