Ben sana yürürken,
Geceler sessiz ve suskun olurdu.
Derinliklerde, bir kulaç kıvamında
Soluksuz ve derin uykularda.
Ben sana yürürken,
Tutulan yollarda kimlik sorarlardı
Kanayan yaralarımı gösterirdim,
Bakmazdi kimse.
Zaman susar silahlar konuşurdu...
Kaçak yürüyüşler yapardık bilinmez yolculuklarda,
Seninle usul usul yürürdük
Hiçbir kavşakta buluşmazdık,
Hâlbuki...
Kaçakçı yaklaşimlara olan inadındı beni yaralayan.
Gönül mezarlarında unutulan mektuplar,
Düş kırıklıklarında kacakçı bakışlar,
Ruhumda taşıdığım isyan dürtüsü,
Trafiğe kapatılmış sokaklar,
Mayın tarlasından geçen yollardı,
Sana çıkan...
Yağmur sonrası, yayılan toprak kokusuydu,
Bedenine olan özlemim.
Uzun yolculuklara açılan kapılarda,
Kimileri ceza,
Kimileri bir ödül olarak hayatına doğar.
Yüreğim, toprak damli evlerin avlusunda açılan,
Çerçi pazarıydı.
Kusursuz güzelliğine,
takas edilmek istenen yetim duygulardi,
Sadaka verilen buğday taneleriydi.
Faziletin, görmezden gelinmez
Dokunsan, ağlayacağım biliyorum.
Olsun...
Seni arafta bekleyeceğim,
Kaçakçı Güzeli...!
20.09.2015
Necdet AkkayaKayıt Tarihi : 11.11.2015 21:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!