Heyelanlarına…
Alıştım !
Gökten bir kartal gibi beni, avını…
Her köşe başında parçalayışlarına…
On bin metreden sortilerine, çakılışlarına…
Duvağının kaldırılmasını bekleyen bir bakir kız gibi tir tir titreyen, el değmemiş hislerim, bembeyaz yalnızlığım…
Düşünebiliyor musun nasıl paramparça olacağını o çocuğun, mahalle aralarınla dolaşan dondurma arabasının bir gün bile semtini ıskalamasını…
Ya da
uğraşıyor gibi yaparken başka şeylerle
aslında aklım, fikrim, gözlerim sende
bakma saçma sapan sorularıma
heyacanım zirvelerde
bir bakış attın karanlığın içinden
İster kapımı çal
İster çalmadan gir
Gel de benimle vakit geçir !
Baksana kan çanağı gözlerim…
Bir mucize gerçekleşse…
Bir baksam ki her şey bir anda süt liman…
Seni yansıtsa göl
Seni haykırsa dağ
Sana çıksa orman !
Hudutları mecburiyetlerle çizilmiş gelişinin…
Korku dolu gözlerinde okudum sorularını
Alelaceleydi
Kurgulanmıştı…
Sen yokken viraneye dönüyor duvarlar
Soğuk, donuk, boğuk…
Oysa
Pasta kokuları gelmeliydi mutfaktan
Bana bir denklem yaz ve taşlarını sen döşe
Ki geleceğe uzanayım
Takatim tükenmek üzere
Oyun da senin
her zamankinden fazla
pencereme karlar düşüyor
ayaklarım üşüyor
üşüyor…
Belki haberin yoktur;
Tırmandığım ve tırmaladığım günden beri
Çarpa çarpa rüzgarlara
Parçalandığımdan…
Gel beni gör de parçalan !
Şiirleriniz, lütfen...