Kaç parçaya bölündü kırılan bardak?
Kaç meridyen uzaktasın şimdi sen?
Davullar çalınıyor uzak köylerde,
Mevsim değiştiriyor kuşlar.
Açık kalmış pencereler,
Buyur ediyor içeriye, dışarısını.
Kuyruklar azalıyor akşama doğru Sirkecide.
Hurdacı en nadide hurdaları ayırırken,
Güneş batıyor bizim gezegende.
Tüm karanlıkların içinden sıyrılıp gelen ışık,
Aksi bir alışkanlık gibi geliyor gözümüze.
Yer altında vardiya değişiyorken,
Yine yalnız uyuyanlar var içimizde.
Beyhude yörüngesinde dönüyor dünya,
Rengarenk havai fişekler gökyüzünde.
Yamalı kıyafetlerle bezeli bir çocuk,
Ağlıyor sessiz, sessiz bir köşede.
Sesler yükseliyor bir gazinodan,
Bütün dertler ve hüzünler kapı önü valesinde.
Hoş, kim ölmüş ki bu bilinmez dertsizlikten?
Kaç meridyen uzaktasın sen?
Kırılarak kaç parçaya bölünmüşüm ben?
Akşam simitlerini de sever martılar.
Sokak fasılları ayrı bir güzel.
Çiçek açıyor bütün dünya,
Bütün dünya, her yer mezar.
Kayıt Tarihi : 19.8.2014 16:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!