Bir zaman kavruldum hicran içinde,
Mecnunca Leyla’ya baktım kaç kere…
Asumandan damla damla inerken,
Delice deryaya aktım kaç kere.
Firkat ateşine kaç yıl dayandım,
Gönlüme sancısı düştükçe yandım,
En parlak yıldıza içten bağlandım,
Ümitle göklerde çaktım kaç kere.
Ney gibi inleyip, sel gibi taştım,
Nice zirveleri sabırla aştım,
Anka kanadında dosta ulaştım,
Bütün gemileri yaktım kaç kere.
Hak yolunda gidenlerle bir oldum,
Nurdan pınarlarda yunup duruldum,
Gönlümün köşküne geçip kuruldum,
Hayal âlemini yıktım kaç kere.
Canan fermanıyla gelince nimet,
Tevekkül diledim, aradım hikmet,
Sabır taşlarıma yağınca rahmet
Nefsin ümüğünü sıktım kaç kere
Şefkat rahmetiyle kaç kez ıslandım
Kabuğu kırarak özden beslendim
İçten duygularla yâre seslendim
Huzurunda boyun büktüm kaç kere
Bülbülün gözüyle bakardım güle
Gülce naz ederdim şeyda bülbüle
Kervan yol alırken kutlu menzile
Sevinçle gözyaşı döktüm kaç kere
Ufukta ümitler dağ dağ dizildi
Mısra mısra aşkın sırrı çözüldü
Gözümden gönlüme yaşlar süzüldü
Vuslatı çöllere ektim kaç kere
Sevda ülkesinde bir ömür koştum
Aşkın iksirini içtikçe coştum
En saf arzuların ardına düştüm
Günbeyli’yle çile çektim kaç kere
Kayıt Tarihi : 16.11.2016 00:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!