Yürek dağlanmaz mı?
Ciğer yanmaz mı?
Genç ölüm sarsmaz mı?
Ah ölüm, ah ölüm!
Arkadaşımı sarıp sarmalayan
İki ciğerpâresini annesinden ayırmayan
Gözünün nuru, evinin reisini de dünyadan kıskanan ölüm
Bir aileye ebediyete yolculuk başladı diyen ölüm
Azraile kapıyı çaldırttıran
Emâneti alan ölüm..
Dünyanın acı yüzünü gösteren
Şöyle bir silkeleyip dunyanın kaç bucak olduğunu hatırlatan
Sîneyi kavuran
Gözyaşlarını ceyhun ettiren ölüm..
Ey ölüm!Yaktın bugün beni
Ağlattın gözlerimi
Aldın dizlerimin dermanını
Aldım kara haberi
Sanki o an gökyüzü karardı
Çok büyük bir fırtına çıktı
Zaman durdu, dünya durdu
Sadece ortalığı alt üst eden bir tufan vardı..
Arkadaşımı ötelere uğurlayan sadece birtek ben vardım..
Bugün gün griydi..
Dünya üzgün ve süzgündü
Nazlı bir ceylan can evinden vurulmuştu..
Yüreğinde taşıdiğı canları da aldı ve gitti..
Elim bir kaza
Emir büyük yerden..
Emir büyük yerden.......
Senin eşinin ve iki ciğerparenin mekanı cennet olsun
Uğurlar olsun canım arkadaşım uğurlar olsun
Seni Allaha emanet ediyorum..Seni o güzeller güzeline emanet ediyorum..
Acaba kaç ezanlık ömrüm kaldı?
Saçlarima aklar düşmeye başladı,
Bugün ömür dallarımdan bir yaprak daha sarardı,
Bedenim biraz daha yaşlandı,
Yarınlarımın sayısı kimbilir hangi sayının adı!
Koşuyorum hızla zamansızliğa,
Günler geçiyor acımasizca,
Vaktim daralıyor amansızca,
Gidiyorum sonsuzluğa,
Gidişim dönüşü olmayan yarınlara!
Fırsatlar denizinde yüzüyorum,
Hayat yolunda nimetlerle yürüyorum,
Geçen her günümü paketliyorum,
Birbirinden değerli anlarımın kıymetini ne yazık ki bilemiyorum!
Kara toprak gün be gün sana yaklaşıyorum,
Yollarımın kısalmasına mani olamıyorum,
Sonsuzluğun davet edişine icabet edemem! diyemiyorum
Ne demişti sair yaş 35 yolun yarısı!
Acaba gerçekten 35 yaş yolun yarısı mı?
Sahi bir o kadar daha var mı?
Geçen zamana engel olabilen var mı?
Ruhumu delen vakıa ölüm ihtiyarlar mı?
Sorular zincirinde mahkumum zamana,
Bitmiyor sorular uzuyor uzadıkça,
İnsanlık bu soruları sorguluyor asırlarca,
Ben de nasibimi alıyorum hem de hesapsızca!
Ömür sermayemin bitmesine kaç kaldı?
Yaşım ilkbahar mi sonbahar mı kış mı?
Aklıma gelir ölen hep ihtiyar mı?
Acaba yaşadığım hayat yanıma kâr mı zarar mı?
Bilmiyorum vuslata kaç kaldı?
Her dakika aslında bir elmas bir yakut bir pırlanta,
Kayıyor vakit geçtikçe avuçlarımdan sonsuzluğa,
Tutamıyorum ne de hızlı kayıyor acımıyor da!
Durdurmaya yetmiyor gücüm, bakmıyor da hiç arkasına!
Dönülmez yola girmeden,
Ömür sermayem sona ermeden,
Azrail bana davetiye vermeden,
Yangın olup sevenlerimin ciğerlerine düşmeden,
Rabbim nolur sen kalbimi uyandır!
Nolur Rabbim nolur bana sonsuz diyarlara hazırlik yaptır!..
Kayıt Tarihi : 19.2.2018 09:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selva Durmazemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/19/kac-ezanlik.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!