Her gece bir bakışına, bin nefes alıyorum. Farz olan hayalin olsun, onca yazılmış satırlara inat seni yaşıyorum. Aynı güneş değilmi, iki ayrı kentin sabahına doğan. Boşver o zaman ben kabullendim. Suyla ateşin, geceyle güneşin, senle ben kadar imkansız olan hayalinin acı nefesinde soluklanmaya ben kabullendim.
Sahraların suya dilenmesi gibi bende hayaline dilendim. Biliyorum hiç gelmeyeceksin. Ellerin bana sıcak savaşların harabe şehirleri gibi kalacak, belkide kapım hiç çalınmayacak, seni görmeyecek bu gözler ve avuç içlerim hissedemeyecek tenini.
Olsun boşver ben bu şehre hasretinin diyedini ödüyorum. Birleşmesin, tek vücud olmasın bedenlerimiz, dudağım dudağına hasret kalsın. Aşk bu işte sevdamın gülen yüzü.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta