Kabrime düştü ateş,
Ne el kaldı, ne de baş,
Ayrıldı yavaş yavaş
Et kemikten bir kere.
Derim kurudu, çekti,
Alnım içeri çöktü,
Kurtlar saçımı döktü,
Ağız yara, dil bere.
Kemiklerim kırıldı,
Etim, derim sıyrıldı,
Katnım, göğsüm yarıldı,
Dizim kopmak üzere.
Döşüm yandan patladı,
Küf yüzüme atladı,
Belim iki katlandı,
Kollar hendek, el dere.
Kirpiğim düğüm düğüm,
Ciğer oldu kördüğüm,
Haktır benim sorduğum;
Ayak nere, baş nere?
Kurt, karınca toplandı,
Her yanıma çullandı,
Gözüme yuvalandı
Çulları sere sere.
Alan talan ettiler,
Oydular, tükettiler,
Doydukça imrendiler,
Tozum savruldu yere.
Akrepler, kınkanatlar,
Salyalanmış dudaklar,
Çıyanlar, kırkayaklar,
Dişler olmuş testere.
Dilimi yılan kaptı,
Çekip çekip uzattı,
Yırtıp didip ufattı,
Artanı güvelere.
Beynime kene girdi,
Dişi diğir diğirdi,
Yedi yedi, öğündü,
Bakmadı zerrelere.
Barlı der; ne azaptır,
Eren akıl haraptır,
Veren, alan Çalap 'tır,
Güvenmeyin ellere.
(MÜHÜRLÜ KİLİT ismi altında toplanmış felsefi şiirlerden > 197-199/412)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 5.6.2004 15:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!