Kuyudan çıkarır vakti gelince
Boğar da insanı ince bir sicim
Ne ölüm belirir vaktinden önce
Ne kışı görmeden yaz olur mevsim
Ne yağmur bahara muhtaçtır oysa
Ne insan insana yardır hülasa
Gün gelir dünyayı avcunda taşır
Gün gelir dünyaya sığmaz bir insan
Nefsine yenilir, Hakk'a sataşır
Dile meydan okur kalpteki isyan
Gün gelir şafaklar isyan doğurur
Gün gelir geceden şafaklar kurur
Kaç yılı virane geçirdin ey can
Hangi defineye uğradı yolun
Hangi zevk kalıcı hangi heyecan
Hangi yen içinde çıkmazda kolun
Her güneş sabahın aydınlığıdır
Her günah zamanın gün artığıdır
Yine sen gölgesi cirminden büyük
Cürmü şefkatine ağır gelen sen
Yine sen vicdanın ensesinde yük
Bir nefes içine gizlenmiş desen
Gün olur eski bir hayal olursun
Gün olur hafifler, sonra ölürsün
Habil güçsüz müydü, sahipsiz miydi
Herkes Kabil olma derdine düştü
Katil akletmekten de aciz miydi
Yaşlı bir karganın ardına düştü
Kabil'in hırsı var simdi her gözde
Habil'in kanı var üzerimizde
Kayıt Tarihi : 31.10.2024 23:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!