Kabe Yollarında… Şiiri - Burhan Kale

Burhan Kale
179

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kabe Yollarında…

İlk tebessüm gibi, ilk adım gibi…
Hikmetini Allah bilir, dünya bu…
Ellerin sanki su, tövbe sahibi…
Yaşamak Cennet’te biten bir uyku…

Bir elbise diksen hayâdan, ardan…
Düşlerde dirilsek dünyana ersek…
Davetine koşsak yağmurdan, kardan…
Dal, çiçek, gül, yaprak ne varsa versek…
Sen; kutsal bir kumaş gibisin yardan…

Etmezdin şikâyet dünya halinden…
İnsan; pek nankördür, çeker dilinden,
Abı hayat sunsan içmez elinden…

Bir parça buluttan gök dolu yağmur…
Umut gemisinin çift çift yolcusu…
Hayradır diriliş o üflenen sur…

Sonra da bir kardeş haliyle dolu,
Çağırır uçmaya gel yerinde dur;
Dünya gaye değil gayenin yolu…

Senin de ellerin yunsun yıkansın…
Sözünü doğrular bir sarı renkle…
Çekilin çeşmeden içsin ve kansın,
Kalbinizden daha saf ve duru renkle;
Kazanmak kaybetmek sen imtihansın…

Sesin en güzeli dağ, taş zikirde,
Bahar gelmez sensiz gel sesin duyur…
Savrulsun gönülden günahlar kir de,
Hüküm sende elbet emrini buyur,
Yeniden bir yer et akıl fikirde…

Kurdun kuşun sözün anlar dinlerdin,
Mühür sende idi emir söylerdin,
Belkıs’ın tahtına hüküm eylerdin,
Dünya saltanatı değildi gayen…
Kullukta bulmuştun en büyük payen,
Mülkün sahibinden alınca izin,
Doğuda batıda gönlünce gezin,
Emrinde değil mi hem insan hem cin? ...

Asası meydanda ejderha olur,
Turda ışık görür Kelamı bulur…
Sana kast edenler suda boğulur,
Asana tutunan elbet kurtulur…

Halini bilensin deniz deryanın,
Tabire gerek yok çıkan rüyanın,
İçinde sen varken yalan dünyanın,
Ruhum sükûn bulur ferahlar canım,
Sensin dayanağım sol ve sağ yanım…

Ne büyük ayıptır ahlaktan uzak,
Gelen misafire bu hile, tuzak…
Bırak git… Önünde düşlerin apak…

Zamanın nehrinde pırlanta, cevher,
Mihmandar olduğun cihana değer,
Uğruna can vermek gerekse eğer…
Yıldızlar elbette göklerde olur,
En güzel mehtabı gül yüzlü bulur…
Bir hurma dalına saklansın hüzün
Dert tasa bilmesin o melek yüzün
O ol der ve olur yaratır yolu
Sen, ben, o… Hepimiz Allah’ın kulu…

Ey ismi Allah’tan gelen büyük zat,
Değerin ölçülmez Cennetin kat kat…
Halimiz perişan kirli rüyalar,
Kıyamet çok yakın işliyor saat…
Hep sana koşsaydı yalan dünyalar…

Gömleğin kokladın bir daha yandın,
Nasıl da yıllarca hep onu andın…
Hasretiyle çekti içinden suyu,
Gözlerinden oldu belki de kuyu…
Perişan olmadın aldın kokuyu…

Yürüsen Mısır’a durdursan kanı,
Uzaktan bakıyor giderken canı…
En güzel kıssanın güzel insanı,
Bir düşün olsun göklerde ve yerde,
Fakat çare kılsın çaresiz derde…

İğde kokuları ve ulu bir çınar,
Sana varılacak nice yollar var…
Hayata bir anlam katar her elem,
Mazluma sahip çık merhametle sar,
Zalimin elinde durmasın kalem…

Göklerden insana bu toprak düzen,
Simana bakan hiç olur mu ezen? …
Kuludur Allah’ın sevgini sezen…

Zamanı yenilmez sanma yenen var,
Ellerin üşüsün ve sırtında kar…
Laleler çiçekler gönül diyarın,
İman ne tatlıdır yoklukta varın…
Davetine ücret istemez kuldan,
Fakat insan çıkar hep doğru yoldan…

Yıldızlar silinir gider Rab olmaz,
Aya tutunsan da sabah kaybolur…
Güneş ilah olur mu Rab olan solmaz,
Her şeyi yaratan bir Allah olur…
Ateşin içinde duadır hali…
Melek iner gökten mübarek dili,
Haktan ister imdat, duada eli…

Tam bir teslimiyet nasıl bir iman…
Altın bir sayfa değerli zaman…
Bize de nasip et olmayı insan…
Anladın mı şimdi o secde neden,
Layığını bulur kibrine giden…

Ya tut elimizden ya al da götür,
Balığın karnında kul et yanında…
Ömür bir hiçliktir yolunda bitir,
Sur bile üflense yaşat canında,
İnsan et dünyadan Cennete götür…

Bu rüya bitmesin güller solmasın,
Laleler çiçekler harab olmasın…
Ya yetiş gel ya da yolla bir haber,
Zalimler hainler bizi bulmasın;
Yollara su serpsin kalem ve kader…

Ellerinde bir meyve putsuz ağaç, dal…
Bir yolcu dinlenir gibi bir handa…
Cennete yol alır bindiğin sandal,
Rızaya erdiğin o kutsi anda;
Kalbinin diline gelsin bizi an…
Bırakma karanlık günde, zamanda…

Ayağını bassan yeşerir her yer,
Issız viraneler bir şehre döner…
Mutlu günden artık bize müjde ver,
Tükendi ışığımız belki de söner;
Dualar yükselir rahmetin iner…

Ayakta dimdikti vurdular öldü…
Ah şu zalimlerin yüzü gülmesin…
Ümmetin bekledi yolunu bildi,
Varsın dünyalardan yardım gelmesin;
Uzattı ellerin gözyaşın sildi…

Niçin yıkılıyor kurması zorken,
Ardından koşması taşması varken;
Hayaller bitmesin daha çok erken…
Miracına erdir sevenin eyle,
Sönmesin umutlar sözü Sen söyle,
Tut elimizden bırakma böyle…

Gönlümüz meyletsin hep Senin olsun…
Yüzümüz utansın yolunu bulsun…
Perişan halimiz medet kurtulsun…
Aşkınla ağlat da dolsun dünyamız,
Feda olsun mal, mülk, kutlu rüyamız;
Mülkün sahibine varsın duamız…
Gelir de El Emin bir çözüm bulur,
Dünya zalimlerden bir gün kurtulur…

Kisra’nın sarayı görmez sabahı,
Uzaklarda bir göl suyunu yutar…
Yer, gök ses verecek duyar bu ahı,
İnsanlık bu zulmü içinden atar,
Yakındır mazlumun yakın felahı…
Fakat dua gerek gösteriş asla,
Mümin ol başını Kâbe’ye yasla…

Burhan Kale
Kayıt Tarihi : 19.8.2013 15:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Burhan Kale