Kabe'den Gelen Ses Şiiri - Muaz Kalaycı

Muaz Kalaycı
40

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kabe'den Gelen Ses

Bu satırları size, Âlemlerin Efendisi olan Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellemin ayağının değdiği topraklardan yazıyorum. Kalbim yerinden fırlayacakçasına atıyor ve içime çektiğim her nefes Sevgililer Sevgilisinin hasretini sineme bir ok gibi saplıyor.

Secdedeyken alnımı yasladığım sıcak mermerler, kalbime kadar tesir ediyor; yanıyorum. Günahlarım geliyor gözlerimin önüne birer birer. Bir kere değil, yüz kere değil; binlerce kere tövbe ediyor, kurtuluşum için Allahtan affı mağfiret diliyorum.

Güneş bir başka doğuyor bu yerlerde. Bebekler, burada doğmanın muştusu ile geliyorlar dünyaya. Anneler, yeni doğan çocuklarına Muhammed ismini koyuyor. Hz. İbrahimin adı yetiyor burada insanlara. Hz. Hacerin itikadı, Hz. İsmailin susuzluğu geliyor sık sık akıllara. Safa ile Merve arasında kendinden kaçan bir gölge gibi nereye gittiğini bilmeden alabildiğine koşuyorsun insanların arasında. Zemzem akmaya başlayınca damarlarında; Muhammedi bir serinlik geliyor ciğerlerine sonra…

Bembeyaz örtüler altında amber kokulu insanlar geliyor Kâbe-i Muazzamaya. Farklı milletlerin ortak dili yankılanıyor Mekke-i Mükerremenin duvarlarında. Herkes aynı dili konuşuyor burada. Dillerin susup kalplerin konuştuğu bu ortamda, yüreğim yandı, kavruldu kor alevlerin altında.

Kırlangıçlar uçuyor Hacer-ül Esved taşının yamaçlarında. Kılınan namazların ardından insanlar bir kez dokunabilmek için o mukaddes taşa; canını değil, ruhunu feda ediyor adeta. Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk sesleri arşı deliyor Mekke sokaklarında. Öpülen eller ve Bismillahu Allahu Ekber diyen diller, Habib-i Zişanı selamlıyor Kâbeyi her turunda.

İmam Abdurrahman Es Sudeys akşam namazını kıldıracak az sonra. Bir tesbih gibi saf saf dizilen Müslümanlar, Sudeysin billur gibi sesinden dinlediği ayetlerle kılacak namazlarını kararan havanın sarmaya güç yetiremediği mihrabın arkasında. Her Fatihadan sonra, yanık bir âmin sesi yükselecek Kâbeden göğün en yüksek katı olan arşa.

Sünnetin ayrı, farzın ayrı bir tadı oluyor Hz. İbrahimin makamında. Eller semaya kalktığında, Habibin hatırına isteniyor Allahtan istenilecek hayırlı ne varsa…

Dualar yalnızca Sana ey Rabbimiz! Aşkların en güzeli yegâne Sana! Kapına geldik ya İlahel Alemin! Affımız için sana geldik ya Erhamerrahimin! Bizleri koru. Bizleri affet. Islah olmaz yanlarımızı ıslah et. İflah olmayan kullarını iflah et. Bahtımızı açık, önümüzü aydınlık et. Kapına gelen beni ve bu dualara âmin diyen herkesi affet. Bizleri affet. Makam-ı Mahmuda komşu et. Ne olur, bizi affet.

Muaz Kalaycı
Kayıt Tarihi : 5.12.2011 22:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muaz Kalaycı