Bir taşın üstünde durur kalbim,
Kâbe’nin gölgesi düşer içime,
Beyaz kefenler gibi arınır zaman,
Her adım bir dua, her nefes bir niyaz.
Beyaz ihramlar uçuşur havada,
Ruhlar kanat çırpar göğe,
Her tavaf bir arayış,
Her dönüş bir vuslat.
Kumların sırrını fısıldar rüzgâr,
Milyonlarca ayak izi kaybolur ufukta,
Siyah örtü sarar sükûtu,
Gözyaşlarıyla ıslanır taşlar.
Beyaz ihramlar uçuşur havada,
Ruhlar kanat çırpar göğe,
Her tavaf bir arayış,
Her dönüş bir vuslat.
Yıldızlar iner avluya,
Kubbe bir ayna gibi tutar âlemi,
Secde eder gölgeler yere,
Yürekler bir olur, erir sınırlar.
Beyaz ihramlar uçuşur havada,
Ruhlar kanat çırpar göğe,
Her tavaf bir arayış,
Her dönüş bir vuslat.
Hacerü’l-Esved’de durur sessizlik,
Dokunuşlar yakar geçmişi,
Bir damla su gibi düşer hatıralar,
Toprak anlatır hikâyelerini.
Beyaz ihramlar uçuşur havada,
Ruhlar kanat çırpar göğe,
Her tavaf bir arayış,
Her dönüş bir vuslat.
Kâbe bir yürek ki durur çöllerde,
Tebessüm eder içinde kandiller,
Kimsesizlerin sığınağı,
Âşıkların son durağı.
Beyaz ihramlar uçuşur havada,
Ruhlar kanat çırpar göğe,
Her tavaf bir arayış,
Her dönüş bir vuslat.
Kayıt Tarihi : 10.6.2025 10:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!