Yeni köye imam oldum Yenice belamı buldum
Kabak yemeye mi geldim Olur mu ya Resûlullah
Akşam kabak, sabah kabak Bana olan şu işe bak
Otuz günde doksan tabak Yenir mi ya Resûlullah
Yeni köyde yuttuk hapı Kabak gezer kapı kapı
Kabaktan kaşığın sapı Döner mi ya Resûlûllâh
Hasret kaldım bala, ete Kabak pişer tüte tüte
Kabak yeni köyden öte Gitmez mi ya Resulullah
Öğün bire kabak öğün Ne nişan oldu, ne düğün
Ömrüm bitti şu otuz gün Biter mi ya Resûlullâh
Yeni köyün işi yokuş Ecel etti değiş – tokuş
Kabağın dalında baykuş Öter mi ya Resûlullâh
Sanki kabak kuzu eti Hayâllerim bazı eti
Olsa yerim tazı eti Olur mu ya resûlüllah
Kabak pişer ılık ılık Ben bakarım alık, alık
Neme gerekti imamlık Pişmanım ya Resûlûllâh
Sahip iken tunç bedene Yalvardım gelip gidene
Kabak sohbeti edene Düşmanım ya Resûlullâh
Kabağa bir kaşık saldım Bir deri, bir kemik kaldım
Yeter ben dersimi aldım Usandım ya Resûlullâh
Komşu kadın Fatma teyze İlan eder geze geze
Her yanım oldu geveze El aman ya Resûlullâh
Mahkemeye gidemedim Gidip dava edemedim
Can borcumu ödemedim Reva mı ya Resûlullâh
Fatma teyze kabak devşir Ancak akşama ulaşır
Bayramda da kabak pişir Reva mı ya Resûlullâh
Yoksulluktan düştüm gama Umutlandım her akşama
Beş-on hasta oldu ama Ölen yok ya Resûlullâh
Otuz günün arası ya Söylemenin sırası ya
Muska yazdım veresiye Olur mu ya Resûlullâh
Yeni köyün rahatı yok Ölü olsa Iskatı yok
Öşürü yok- Zekatı yok Olur mu ya Resûlullâh
Bu yeni köy neden yeni Biraz düşündürdü beni
Yırtarsam iyi kefeni Kaçarım ya Resûlullâh
Yeni köye biri geldi Köylü onu Velî bildi
Zekatı, Fitreyi aldı Reva mı ya Resûlullâh
Vaaz etti abuk-sabuk Dedi “Nebi aşı Kabak”
Dedi “yiyin tabak, tabak” Doğru mu ya Resûlullah
Ona koç- kuzu kestiler Sahurda Kaz’ı kestiler
Benden cızbızı kestiler Reva mı ya Resûlullâh
Sabah olur uyanmazlar Nasihat etsem kanmazlar
Ne söylesem inanmazlar Reva mı ya Resûlullâh
Teravihte baş kaldırdım Yatarak namaz kıldırdım
Arife günü çıldırdım Revamı ya resûlullâh
Kaçarsam gelmem bu köye Kabak oldum yiye, yiye
Kabak verdiler hediye Olur mu ya Resûlullâh
Ben böylesi köyü nedim Kabağına destan dedim
Rüyamda da kabak yedim Reva mı ya Resûlullâh
Arife gününü seçsem Kabak yemem gökte uçsam
Bayramı yapmadan kaçsam Olur mu ya Resûlullâh
Kabak pişti seyran oldu Yiyen köylü hayran oldu
Bayram iki bayram oldu Pişmanım ya Resûlullâh
Gözlerimi bağladılar Ciğerimi dağladılar
Yüzük takıp eğlediler Pişmanım ya Resûlullâh
Kabak yaprağı solmadan Aylık mühletim dolmadan
İsyankâr katil olmadan Çok şükür ya Resûlullâh
Kabak Hoca derki hürüm Kabak yerim dürüm, dürüm
Feymânî’ye teşekkürüm Kabul et ya Resûlullâh
Âşık Feymânî’yken nolduk Bir sevda yeliyle solduk
Birde Kabak Hoca olduk Reva mı ya Resûlullâh
Kabak Hoca ben kin gütmem Hakkımı da helal etmem
Yeni Köylü oldum gitmem Çok şükür ya Resûlullâh.
Kayıt Tarihi : 12.12.2008 16:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)