Kabadayı Şiiri - Mehmet Çoban

Mehmet Çoban
1967

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Kabadayı

Hayatın filmler gibi yaşanmadığını biliyorum
Özellikle tarihi filmler seyrederken kendimden geçiyorum
Bazen yanında kraliçeleri, prensleri olan bir kral
Bazen sürekli kırbaçlanan, tanrılara kurban edilen bir köle, bir kul
Duygularımın hüznünde, sevincinde buluşuyor
Beni oradan buraya dolaştırıyor

Dikkatimi çeken bir şey var
Filmleri seyrederken ne olursam olayım içimde insanlık var
Düşünüyorum da, hiçbir zaman zalim kral olmadım
Veya özgürlüğüne kavuşmamış, ezilmiş horlanmış bir köle olmadım
Her zaman özgürlüğe uçan duygularımda kahramanlıkları yudumladım

Belki gerçekten yaşasaydım o zamanları bilmiyorum nasıl olurdum
Kendimi, kendimle yüzleştirecek neleri bulurdum
Biliyorum, rahat koltuklar üzerinde, çayımı yudumlarken
Her türlü kuruyemiş veya patlamış mısırları yerken
Veya lüks bir sinemanın koltuklarından olayları seyrederken
Yabancısı ve yalancısı olduğumuz hayatlar ile coşarken
Gerçeğimizle ilgimizi, ilgisizliğimizi çözemiyordum
Kendi gerçeklerim içinde kendimi bulamıyordum

Zamanın doğurduğu her sorun yine zamanın çareleriyle çözülüyor
Hiçbir zaman eski çözümler, yeni sorunları çözemiyor
Belki eskilerin tecrübeleri bize yol gösteriyor
Ama asla, yolumuz, ışığımız, hedefimiz, aydınlığımız olamıyor
Hani birileri çıkıp, yüzyıl veya daha eski idealleri söylerse anlamıyorum
Hele birde geçmişi günümüze dayatanları hiç mi hiç anlamıyorum
Tarihin, kahramanların, kutsallaştırılmış insanların arkasına sığınarak
Sürekli insanların, eğitimleri, düşünceleri, yaşamlarına baskı yaparak
Geçmişi kendi çıkarları doğrultusunda güne dayatanları anlamıyorum
Geçmişin dayatmaları içinde asla mı asla kendimi bulamıyorum

Bazen zamansız doğduğuma inanırım
Hâlbuki zamansız ne demek bilmem, kendimle aldanırım
Sahi; zamansız ne demek bilen var mı gerçekte bilmiyorum
Zaman içinde, kendimi yaşamanın doğru olduğuna inanıyorum
Başkası olmak, başkasını taklit etmeyi doğru bulmuyorum

Her zaman yenilen, ezik bireyler toplumlar
Hep başkasına, başkalarına taparlar
Zayıflıklar, çaresizlikler insanı taklitçi yapar
Doğu, Ortadoğu dünyası, batıya yenilişinden itibaren
Batıyı kendine rehber edindi, taklit yaptı içinden
Batının kültürü, yasaları, düzenleriyle kutsandılar
Taklitçilik içinde, batı karşısında kulluğu köleliği tattılar.
Batıya göre yaşam kurmayı ise aydınlık diye dayattılar
Gelişmeyi, çağdaşlaşmayı, batıcılık yapmakla tanıttılar
Ezilmişliği, horlanmışlığı, yenilmişliği böylece kararttılar.

Birey olarak insanın dirilişi, toplumların dirilişi içinden gelmeliydi
Hiçbir zaman bireyi, toplumu dışarıdan gelenler diriltemezdi
Bu öz her zaman söylense de, hiçbir zaman ideal edinilmedi
Özellikle ülkemde, taklitçilik özleştirildi, ilkeleştirildi, düzenleştirildi.
Siyasetin, sosyolojinin, felsefenin, inancın ilkeleri tersyüz edildi.
Özgürlük, batının gözetiminde, batılı anlayışıyla benliğime girdi
Ve zamanlar geldi, geçti, bir türlü, batısız düşünce kabul edilemedi
Bir zamanlar dünya imparatorluğu kurmuş toplumun bu hali neydi?

Hiçbir şey benden uzak, bana yakın değildi
Her şey kendi içinde, sergüzeşt misali devinimdi
Devinim içinde ben, yaşanan sadece met cezirdi

Batılı olmayanlar, batılı gibi düşündükçe batıya köleydi
Silahın, savaşların başaramadığı bu gerçek ülkemin gerçeğiydi
Ülkem insanı, batılı gibi düşünmeye başlayarak koca bir imparatorluğu yedi
Tüm şanını, tarihin geçmişine gömerek, günde batıya efendi dedi
Batılı efendi, elinde İncil, dilinde barış, cebinde para doyurdu midemi
Midem doygunluğa ulaştıkça, batıya kulluk, inancamı, özgürlüğümü bitirdi

Şimdi halimiz müzik konçertosu gibi
Batılı şefin elinde değnek, sallayıp duruyor bizi
Ve ülkemin müzisyenleri çalıyorlar besteyi
Bestenin, ezgisi, nakaratları belli
Batı, her alanda yıkılmaz efendi
Bizlerse batıya kulluk yarışında azimli
Çağ, efendi ve kul arasında aydın
Kalplerde huzur, gözler batıya baygın
Geçiyor tarihin kahramanları önümde saygın

“Pis doğulu, gerici Müslüman, ne haber?
Ya kendine gel, ya da çelişkiler içinde geber”

Kuşatır mısın sen bir zamanlar Avrupa’yı?
Al sana işte gerçek, var mı batıdan başka kabadayı?

Bu gerçeği anlamak ve küreselleşmek
Aydınlığa kucak açmak ve de ilkeleşmek
İnancın, inançların önünde gevelemek
Batıyla nikahı her an sürekli tazelemek

Zamansız doğan zamane çocuğun şansı
Yüz yıldır ettiriyorlar bize bu dansı
Sormalı insan, nedir geleceğe duası?

03.01.2011 - İzmir

Mehmet Çoban
Kayıt Tarihi : 3.1.2011 00:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Adem Uysal
    Adem Uysal

    batının bilim ve tekniğini almak yerine inancıyla, örf adetleriyle bütünleşen hayat tarzını, alıp kendi hayatımıza uygularsak işte böyle olur. kutluyorum...........

    Cevap Yaz
  • Yaşar Aydın
    Yaşar Aydın

    tebrikler üstadim.yüreginize saglik...

    Cevap Yaz
  • Mehmed İhsan Uslu
    Mehmed İhsan Uslu

    Tebrikler Üstadım!
    Çok akıcı, ibret dolu ve manalıydı.
    Tam puanla selamlıyor, daha nicelerini yazmağa muvaffak olmanızı diliyorum.
    100+anto..
    Saygyla..

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan



    Rahatlık içinde ama çok fırtınalı bir yoğunlukla yazıldığını belli eden dizelerdi.
    Yaşama ,başka yönlerden mercek tutan yaklaşımlar vardı ve sıradan değildi.

    Kutluyorum Değerli ÇOBAN Dost.
    Işıkla.

    Cevap Yaz
  • Hasan Karahisar
    Hasan Karahisar

    Kuşatır mısın sen bir zamanlar Avrupa’yı?
    Al sana işte gerçek, var mı batıdan başka kabadayı?

    yuregine saglik ustadim

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (10)

Mehmet Çoban