Sen git bu şehir yalnızlara arkadaştır
Yollar sana
Gökyüzü kayan yıldızlara
Olsun güller solmaya alışkındır
Gidersen
Umudum zehir diye var
Yokluğun beni titretiyor
Susuyorum yeni kelimeler
Yalnızlığım anlatılır gibi değil
Bekliyorum artık yeter bencil
Tutkunun rengini suyun ve gözlerinin üstüne
kalem ve fırçasız
renksiz
Çizemezsin dersen
Yanılırsın
Dün gece rüyamda seni gördüm
Dön diyordun bana
Dön diyordun beni bul
Kimse yok kimseler yok
Gittiler artık
Önüme çıkan dağlardan taşlar yuvarladım
Bende yuvarlandım
Birçok parçam kırılmış
Kalbime tutkal sürdüm
Yürüdüm
Yoktun işte korkulara düştüm
Sağol
Bütün seslerin
Sözlerin
Titrettiğin yürek için
Al bu da benden dediğim
Yarım yamalak sözlerim
Bazen neden bu kadar zor olur en içli şarkıda bir sigaralık mutluluk yakalayamamak
ya da bu seslerin kendiliğinden olmaması anlaşılmaması için mi?
Kimi zaman aynı melodi akar yolunu bulur ortak bir kanala götürür acıyı
Alsın efkarımı savursun bir nefes öteye şimdi de
Sisler dağılsın görebilmek için yürüdüğümü.
Hiç olmadığın bir sen hayali kuruyordum.
Bozulmuş saatler.
Zaman durmuş.
Sensiz birkaç mevsim,
Güzden çıkmaya korkmuş.
Bende senden çok
Sende benden az
Kalan nedir yokluk ne
Sandın ki imkânsızlığın imajiner hatası ayıklandığında zamandan
Kesilir bir parça çaput gibi kefen kendine giyebileceğin gelinliğin kesilir
Bir ölümün ardına sığınmış küçük bir kalbim var
Büyük bir kalbi ardımda bırakarak
Yazdı sonra kendi ölümünü dev gibi büyüten
Küçülmek değildi ilk
Bu başka bir şeydi sevdiğine eli kınalı yazılmış bir şiiri oyalı yazmalardan
Damlardı bal diye kulağıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!