Saat gecenin bir yarısı
Soğuk bir kış akşamı
Yatağıma uzanmış dinliyorum
Karanlıktan gelen sesleri..
Bir uykusuz gece daha
Tıpkı bundan bir önceki
Bir kadın sevdim, ona aşkım benden ileri
Aşk ile nefretin iç içe geçtiği.
Kelimeleri yetersiz kılan
Duyguları çağlayan gibi çoşturan bir sevgi.
Mantıkla deliliği harmanlayan,
Gelgitleriyle beni boğan,
Doğmam için önce ölmem lazım
Yükselmem içinse önce düşmem..
Cennete gitmek için önce
cehennemden geçmem lazım.
Melek olmak içinse önce şeytan..
Işığın en parlak olduğu yerde…
Kabuslar Tiyatrosunda
basit birer kuklayız,
İpleri her zaman
Başkalarınca çekilen.
Bize verilen rolleri
sadece uyguluyoruz
On yıl önce bugün
Kadıköy Meydanı, Haydarpaşa Vapur İskelesi’nin önü
Sabahın yedibuçuğu
Martıların çığlığı
Vapurların düdüğü
Koşturan insancıklar
Kadınım, aşkım, sevgilim..
Çok özlüyorum seni
Gittiğinden beri.
Teninin kokusunu
Saçının rengini
Gözlerindeki o ışıltıyı
Karacamdan kelebek
O soğuk meşumluğunla
Nereye götürüyorsun beni? ?
Karacamdan kelebek
Neden her güzelliğin ardında
Böyle bir karanlık yatar? ?
Ben Savaş Köpeği
Savaş alanlarının sakini
Kanlı arenaların tek hakimi
Meydan okuyorum sana
Ey lanetli büyücü.
Yalanların hakimi
Deniz,
asırlar boyunca insanları büyülemiş o koca su kütlesi.
Soğuk
Meşum
Esrarengiz
Dıştan kıpırtısız, içten kaynayan
gecenin karanlığında
ıssızlığın ortasında
kimsenin görmediği bir yerde
yaşlı bir ejderha
bizi gözetliyor..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!