Acısını hayallerimde çektiğim,
Daktilo karakterli aşk şiirleriyle süsledim duvarlarımı.
Görüp göreceği tüm zerafeti de bu olmuştu odamın,
Hiçbir kadın soyunmamıştı,
Başucunda yatağımın.
Sinüs kaynaklı ağrılarım kadar,
Kusarcasına yalnız kaldınız mı hiç?
Aç midenize attığınız sigaralardan bunalıp.
Kendi elinizi tutmak zorunda kaldınız mı?
Bir gerilim filminin en boğucu sahnesinde.
Arabesk yalnızlığın ötesine çok oldu geçeli,
Kendi kusmuğumda boğuluyorum.
Mecbur kaldığım dünya yaşamı,
‘’İnsan’’ doğmakla başlayan talihsizlik.
Kalemlerin yazamadığı kelimeler,
Alkol kokan,uyuşturucu hayaller.
Mahalle arası top koşturan.
Bir anne sesi mesafesindeydi yaşamım.
İlk opüşmenin adresi,
Saklanbaçta yazılıydı,
Ebe olmadıkça.
Her vitrinin dibine bakan dünyam,
Hayat burnumun kıkırdağını sıvazlarken,
Aşka zaman,
Yer,mekan yoktu aslında,
Kendimi kandırıyordum.
Göbek deliğimin kokusu salındığında sokaklarda,
Yasak bir duman bulutundan ibaret kaçışlarımız,
Sadece kiracısı olduğumuz odamızda süzülürken.
Kısık alevde pişen yemekler
Lezzetindeydi ilişkimiz.
Oysa biz sokakta top oynayıp yorulmuş,
Ekmek arası düşler kuran,
Gittikçe nötrleşen duygularıma zıt kutup bulmakta zorlanırken ben,
Bir taraftan da mantığımın pusulasının titreşen kollarıyla boğuşuyorum.
İkisinin de ikişer ucunu boklamışım,
Lanet olası şehrimin sokaklarının arındıran yağmurda da yıkansam,
Farkım yok foseptiğimdeki sıçanlardan.
Bütünlüğü olmayan cümle kırıkları,
Duygularımla aynıdır,
Üstleri karalanmış,
Öyle zayıf,öylece yazılmış.
Hep terk edilmiş.
Beceremediğimden değil,
Bir sandalyem yok diye yazamıyorum,
Yüreğimin yakarışlarını.
Hayatın çığlıklarını duyuyorum,
Siliyorlar kaleme alamadığım mısralarımı.
Sesime yine ben ses veriyorum,
Annelerin bir suçu yoktu aslında,doğurmak onların görevi…
Sevişmek de lezzetli değildi,bu bir dev’am meselesi…
Hayat sik’in ucunda,
Nirvana klitoris’in karnında..
Annelerin hiçbir suçu yoktu!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!