günlerin zifirliğini seviyorum
gözlerinin karanlığını
ancak o zaman duyabiliyorum adımlarımı
o zaman hissediyorum tenimi
rüzgarın busesini
ancak o zaman görebiliyorum ayın parlaklığını
gözlerim kamaşır ufkun kuyusuna düşmüş
yakup nigahlı gönlüm sıkışmış bir ateşin içine
hoş bulduk...
yurtsuz değiliz kalpten odacık içinde
dinlerim seni sükutum var
yürüyelim gölgelerimiz bizi geçmeden
yürüyelim hayeller batmadan
gökyüzü karanlığa bürünmeden
Yağmurun miktarını bilmez bulut olmayan
Güneşin zerresini gece olmayan
Bilmez insan kadrini cihanda bende olmayan
Hayat bazı insanlar için kulak arkası tiryakiliği duyduklarını beynine çekemiyor
susuyorum hep
konuşmak istiyorum aslında
kulaklarıma çok şans tanıdım
gözlerimi yumdum ağzıma prangalar vurulmuş
sustum hep küstüm cümlelere
gözlerinde ki gecede esir düştüm
tenin pusu kuruyordu kokunla
hapsolmuşum tel tel parmaklıklara
çıkmaz bir sokakta karşılaştık seninle
başımı kaldırdığımda oradaydın
maviliğinle bulutların arkasında
yalnızdık kuşlar uçmuyordu
tam o gün dik durdu boynum
karanlığın gölgesine karşı
yaşamak tüm zamanda çekilesi fiil atlamaya gelmez
oysa mevsim bi-nihayet ölüm ama biz hala ahraz
hoş geldin kadınım
düştün mü şehrimin havasına
suyuna toprağına
ilk baharları getirdin bana
mevsimlerinle gel kadınım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!