1980 yılında İstanbulda doğdum.Ailemin iş sebebiyle bircok ilde bulunmak zorunda kaldım.Kendimi Sivas'ta görmeye başlarken Çanakkale de biraz daha büyümüş Kastamonu nun Taşköprü ilçesinde ilkokula başlayacak yaşa ulaştım.İlkokulun ilk 3 sınıfını Fatih İlkokulunda okuduktan sonra Kocaeli'nin Yarımca ilçesine yerleşmekten dolayı Petkim ilkokulunda bitirdim.Ortaokulu Yarımca Lisesinin ortaokul bölümünde,liseyi de Körfez Atatürk Lisesi'nde tamamladım.
Hayatımın yazım dünyasıyla buluşması ortaokul ve lise dönemlerine denk gelmektedir.Ve benim yazma hayatımda ki en verimli dönemdir.Bu dönemimde bana yardımcı olan aşkların da bunda payı büyüktür.
Üniversite için Niğde Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü beni saflarına davet ettikten sonra 3 yılımı da burada geçirdim.Bu arada Adana da bir süre ve Bodrum da bir süre ikamet ettim.Üniversite bitiminde vatani görev yapmak amacıyla askerıyelerimizin en güzeli olan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına teslim oldum.18 aylık bu hizmetten sonra evime geri dönerek çeşitli işlerle uğraştım.Barmenlik,emlakçılık,makyaj ve güzellik uzmanlığı,işletmecilik ve son olarak da şu anda ki mesleğim Çağrı Merkezi Operatörlüğü.
Özel yaşantımda da 3 haziran 2005 cuma günü hayatımı Berrin Kırca ile birleştirerek mutlu bir evlilik hayatına sahip oldum.Artık güneşe çıkmaya korkan yazılarımı ve şiirlerimi sizlerle paylaşmak için buradayım.
Sevgi sözcükleri basittir ama yanyana getirmesi zordur.Sevgiyi yüreğinde hissedenlere, kelimelere dökebilenlere selam olsun...
Saygılarımla...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!