Varın varlığı ve
Yokun yokluğunun kesişimiyim.
Kümesel düşüncemin ayak sesleriyle
Olmanın bir elemanı halinde
Çembersel zincirin her bir baklasında
Yok olup yeniden var ediyorum kendimi.
Bakmışsın gerçekliğe
Bir varmış bir yok muymuş?
Söyle bana çocuk
Var mıymış gördüklerin ?
Ne kadarı senin
Ne kadarı sensin
Beklemek,
Vladimir'in ve Estragon'un tekerlemesi
Mesih'in kıyameti
İblisin intikamı
Ölümlünün ölümü
Yamacın dibinde bir evde
Baskın yapılıyor ruhumun köklerine.
Yalvarıyorum hepsine,
Bana zarar vermesinler diye.
Tırmanıyorum yamacın tepesine,
Bir kez öpüşebilsek seninle
Gebe bırakabilirdik toprağı
Güneş, bakıcısı olurdu tohumlarımızın
Çocuklarımız kıskandırabilirdi
Taşralı kızları ve şehirli oğlanları
Aşkımın fenomeni,
Kaybolmasaydı zihnimin dehlizlerinde
Sapan yapardık birlikte
Kuş vururduk belki
Kim bilmezdi ama ben bilirdim numenini
Gerçekliğim, kefenim,
Toprak altında, bilimin solucanlarınca
Edilmiş param parça.
Felsefenin nemiyle ve sıcaklığıyla
Çürütülmüş yavaşça.
Bir şair cesedine kefendir gözleri
Şiir yazıyorum ki kefenim olsun gözleri
Senelerimi, pabuçlarımı ve cırcır tabancamı
Sakladım şiirimin vurgularına.
Unuttum neleri gizlediğimi kendimden
Kendini öpebilmek isteseydin gözlerinden
Boğazındaki boğum epriyebilirdi belki de.
Ama, sen neredesin ki
Aranı açıyorsun kendinle
Gizlice batan bir kıymık göğsüne
Pesimistin ayak sesleri dile geliyor,
-Yargılar, kesin hükümler-
Gelecekten, duygularının haberini getiriyor
-Savunma mekanizması ve grafikler-
Ömrü boyunca neler hissedeceğini söylüyor.
Çaresiz, ayak seslerinin ötesi vakum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!