K.İlemas-1 Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

K.İlemas-1

[ Hayır Elli, öyle (değil)

Babam için ne kadar da bebeğe benziyorsun, küçüğüm. Bir bebek doğduğunda bir şey anlamaz, bir tavuk gibidir, ya da bir horoz. Hatta çocuk olduğunda bile, ileride çok şeyi hatırlamayacağının farkında değildir, arkadaşlarıyla gençlik kulüpleri kurduğu o günlerdeki gibi, çok sözler verilir, gece yemekten sonra anne-babalardan salınma sözleri vaatleri alınır, daha sonra o fenerlerle ve walkie talkie’lerle gizli, metruk yerleri araştırmak için… Çok sözler verilir ve/ ancak çok çabuk unutulur çoğunlukça. Ama bu çoğunluğu yalanlarcasına her bir vaka sonrası bir kişi çıkar ki o 6, 7 kişili grup içinden, işte o ayıran kişidir her bir zaman, kavga edildiğinde şehirde maçlarda, ana caddede ve v.s.. Sevmez de hır gürü, oyun oynamak onun için ikinci plandadır. Esas uğraşı, bir araya gelinmesidir (ki zaten varolan oyunu da kapsayan, aktive edecek olan bu değil midir) ]

Bilinçli tek yönlü yolculuk kabini; hile değil, kontak.
İşte yine ateşleniyor ve o roket hiç hız kesmeyecek
Baz kendinden; ta ki, kazanımlı yakıtı bitene dek!

BÖL. I.

İNANIŞ1
Sevdiği jODİE'ye inandı, sonra kızdı
jODİE açıkladığında inançsızlığını -(23 içeri -23nisan şenliği)
Hristiyanlığa, ama sonra anlaşılacak
ki adam kızdı onun gitmesine, terkine.
Uzaya gitmesini istemiyor, Vega'ya.
Çok doğal, o kabinde, bir an içinde
fırlayacak göğüs tokası jODİE'nin,
kolyesi, ve uçacak havada, Ay'da gibi...
onu almaya yeltenecekti, koltuğa mıh
kordon bağını kesecek ve öyle uçacak
o kabin içli; zaman da uçarken onla.
O kolyeyi aldığında, serbest kalan
yukarıdan düştü bir büyük kütle, neydi?
Ortam karardı, zaman sanki gerçek durdu.

İNANIŞ2
jODİE, ne görüyor, baktığınca plazmaya;
o dönen gökyüzü ki kendisinin tepesinde, -(23 içeri, 1. satır sonrası -23nisan şenliği)
tam hizasında, sendelediği, bakış yönünün.
Dönen bir kara delik kırmızı ışıyor sanki,
küçük bir kara delik, bir kısmında
sadece baktığı o gökyüzünün ve moleküller
devşiriliyor kolayca gibi, ilk ve cansız.
Sonra canlanacak: 'Adım adım, küçüğüm..'
ama ne zaman? külfet, sadakat ile beklemek
bir; bu yolculuğa çıkışından 180 milyon
yıl önce jODİE'nin, küçük bir tarla
faresi gibi ve tüylü, işte yine o memeli,
korudu, henüz dünyaya gelmemiş yavrularını.
Yavrularını ne bıraktı tehlikeli dışına
dünyasının ve yattı üstüne kuluçkaya,
ne de bir güven yavrularına sağladı
muhafaza ederek embriyolarını içinde:
Her ikisini birden yapmayı geliştiren
bu memeli ışık tutuyor da evrime,
ışıldatması için evrimsel mekanizmanın,
bu memelinin ortak atası keseli ve
plasentalı memelilerin tabi ki oluşunun.

TÜNEL a–‘Bilimsel veriler tümü’ ila ‘bir hayal’

Yıl 1885’ti, H.G. ve bir bu her yolculuk, o an başladı; -(1)
On sene öncesinden Albert, “uzay-zaman” demenden. -(2)
Ağaçlar altından hokkabazın elma fırlatış efsunu;
Principa der Isaac, buharlar kulaklardan: “Kesin, gerçek -(3)
Ve matematiksel bir olgu olan zaman, doğası
Gereği, dışarıdan etkilenmeksizin, değişmeden akar.”
Ve eklenir ‘..bir 3 boyut da var, en basiti olan
Onun dördüncüsü, bildiğimiz dahili en son basiti.
Ve zaman bir koordinatsa, işler karışık mıdır Ellie?
Ve o vakit, zaman “kişiye..” mi “..özel” olmuş denebilir?
Bunlar doğru ise, zamanı dışarıdan etkilediğimizde,
Kişiye özel oluşkan bu dem, daimi parlıyordur.
Gelecek de, şimdi, geçmişe doğru gidebilir ise;
Fiziğin yasaları, zamanın bu yasalar simetrikliğine
seçilmemiş demek midir? Fakat durum bunun aksiyse,
fazlasından; doğru işleyen yasalar, geçmişten
geleceğe aktığı gibi, akamayacak gelecekten geçmişe:
Yağmur düşmeden o zaman, damlacıklar tümlenecek
Havaya, ve paramparça vazo birleşecek, kırıklarından.
Fazlasından değil, azındansa birleşecek o vazo
Ve tümlenecek o damlacıklar. sebep-sonuç tersinmesi,
Ama aslında termodinamiğin ikinci yasası, Entropi;
Düzenden doğru düzensizliğe bir devir daim.
Termodinamiğin 1. yasası fakat çünkü, korunumu
E enerjinin; demek sorun yasalarda değil de bizde,
Zamanda yolculuk bulamayan bizlerde öyleyse:
Ne düşünüyorsun Ellie, uçan uçaklar hakkında?
Onlar bile uçarken, yavaş yaşlanıyoruz belli bir oran.

Süperkütleli bir kara deliğin içine düşmüş gidiyor;
Eşzamanlı, termodinamik dengeyle zaman simetrisi,
Aynı evrende sağlanabilir mi, bu mümkün müydü?

Dede paradoksu
İkizler paradoksu - 3 caps lock sağa

TÜNEL b

Her şey bir kanıt meselesidir, bir kanıt bulma`ca
Ki aramak için inanmak her zaman olamasa
Mümkün lazım, ama her zaman aramak gene lazım.
Bebek böyle susar ağlamaktan, çıngırağıyla, eğlenerek.
Sevmekten böyle sevinir ve sevilmekten, uğraşan.
Ve çoraplarını Einstein, böyle farklı renk takar;
Bir çocuk dil çıkarmıştır, kafa uzatıp karyola altı.
Yaratıcılığı bir kısve sıkma başa indirgeyen,
Yaşayacaktır kendi hep küf dolu karanlık bilgeliğine.
İlerlerken o, böyle bir envai kısır döngü içinde;
Kırılacaktır, dökülecek, ve bir daha da kalkamayan.
Kreasyonu hafife alma, sanma ki kopyadır, boşadır;
Her kendinden üretilme, demektir yeni bir filiz evren.
Her vakum-bebek, boşluk sızlanarak kalkınan;
Can bulacaktır, biberon sonrası yürüteç hamlelerinde.
Soluklanacaktır insan nefesi, ancak kendi dengesinde!

İNANIŞ-SON

Bağlantılandı değil mi, başlayan 1.İNANIŞ’a? -(13 içeri imleç cümleleri 1 satır sonrasındakiler, yaş günü 13.04)
Her şey anlamlı, yer yer, sözü hep sahip kılınınca!
Ve şimdi görüyor Ellie Dalloway, sarmadı;
inanmadılar ona dönüşte, bir saniye belki sürmemiş
gidip gelmesi Vega'ya; ama ifade mahkemede
verdikten sonra, görüyor işte! sevgilisi
yine yanında.. ve daha da! 'Ben inanıyorum
ona.': cevap veriyor 'ata erkil' sorucu'ya,*
nezdinde, çehresinde o şom gazetecilerin...
:İşte bak, eller sımsıkı, kenetli, tümleşik, çözmüş
olayı artık jODİE bile, ders verecek artık
küçük çocuklara, bir hemzeminel kıyı çölde;
ve onları sevecek, ve gökyüzünü onlara öğretecek.

BÖL. II.

INTRO DYNENTRO (VAHAGECİ)

Bilinen Joker ası, kör-topal Jübile kör yalanı; (0)
-yolumuzu patika açan değil, açan yolumuzu-
V861 Scorpii’ye patika yolumuzu açan Uhuru.
Kuğu Takımyıldızı’nda neler var, Cygn’lerde?
Aynı mıydı; öncelerde, oralarda da, ilerlenen?
O 339 kaynak da benziyor muydu sana ‘Kuğu’
Ya da; fer tutan bu, bizi, samanlık V861’e.
‘Uçmak endişesiz’ bir antimaddeci kamarot
(Lancelot, Camelot’ta değişimde mi, şükür, Guin?) (1)
Ki eşi kaptan köşkünden almış itişini gururun;
Ama bak hala kamarot, hem de üstüne, yolcu.
Warp cihazı çalıştıkça, uzayla verkaçlardayız.
Genişletip bükmek ve büzmek ve yine uğrak
soğurmak.. tekrar ötelenen-genişleyenden;
Işık hızının ötesine geçen düşünce hızını
Yakalamayı da es geçmedi, bıraktı mı ama
Ucunu –yakalamayı zamanın ve taa üstüne! !
‘Canım D. Warp’ ve uzun uçuran -madde yakıt; (2)
Bir alternatif olabilir mi ‘Kirrk of Uhuru’
Işık hızına? aksine, zamanın sence olamaz (3)
itelenişi bu, olmamalı, ancak üstüne çıkmak
Ve uzayı eğerek-düzelterek; ‘zaman’, fakat …
Şu halde, ışık hızı, zamana; madde de, -madde
ve Warp’a mı benziyor. Hayır! Ama o Warp değil:
Warp sürücüsü. Yani dingil: ‘Wheels o’fortune (4)
is behind the wheels’ issue (! ?) Düzenlemek
gereği: Sahi ‘B’, neden ‘yukarı yuvarlak’, küçük?
Büyük harfin ikisinin de yuvarlağı eş olabilir:
Yutulma mıdır, emilen ışık ışını; oralardadır.
Kara delikler kara mıdır ‘Wheeler’; ‘Hawking’ (5)
Radiation’ yoksa ışık mı, ha söyle, yaymaktadır? ?
Gözlemek evreni, işlemek zamanı ve lop
etmek uzay-zamanı; dünsezi midir, olmamalı! !
(İyi ki, hala bir pijama partisi, bir yastık savaşı..)

Fabrikaları denizlere akıtan ruhban bazı sahipler
Ferrari Yanardağı’na bu ismi koymuş olmalı:
Coşunca coşuyor, (‘Surface to air’ & ‘Marvo Ging’) (6)
Coşunca sormuyor (enna Xeno, oui! , Gods o’War) (7)
Would you like to … then, come, come Inside! ! ! (8)
Sfenks değil, Piramit; Hürriyet ve bağımsızlık
Kulelerinden aslanlı yol; ak, ak, taş, gene dol!
A la carte-soket or tabul.dot, Anıtkabir’e Büyükanıt;
Çanakkale’de Çan kaya, Çankaya, eri çanlıklar beri.

b.

Geceleri kamarotların ensesinde tez dolaştığı;
Subrahmanyan, Polar Express’te Landau ne yaptı? (9)
Onun yaptığı yanlışları düzenleyen Opp.`heimer:
“Sürekli kütle çekimsel büzüşme” Ve karbon ve oksijen, *
Gelen helyumdan Ki o da, Hidrojenden.. Hepsi oldu
Artık ‘stabil’ denir(di) , eh. Halbuki, elektron,
Ayrışan çekirdeğinden, gene gelmiş bilir-saf tuttu:
Bir dereceye kadar daha bu işlem devam edecek!
Devam! ve duran elektron basıncı, tepkidi gene,
Tepkidi gene o karbon-oksijen zengii katman:
Küçüldükçe kütlesi devleşen cüsse’den basınç;
700 milyon derece olmamış mı artık sıcaklığım …
Demir geldi artık, demir.. Ve silikon -tepkimesiz
- iz-belgesel, dedi: “proton+elektron=nötr”, artık …
Henüz, yüksüz nötronlardan o ani çökme evresi
kuşkusuz şimdi! ! Öyle bir ışık seli genleşti ki;
sn. kalanı, “nötronca zengin nötron yıldızı” (10) *

-

-

BÖL. I. AÇIKLAMA:

Başlangıç yazısı daha önce. “İNANIŞ1”, İNANIŞ2” ve “İNANIŞ-SON” bölümleri ile “TÜNEL” bölümü başlığı yazılış tarihleri: Mart 3

“TÜNEL” bölümü ve “küçük memeli hayvan”dan bahseden pasajlar, Bilim ve Teknik, Şub ‘o6 sayısından ilham. Büyük kısmı ‘Zamanda Yolculuk’ yazısından ilham.

Şiirdeki çift tırnaklar, filmden yer yer alıntılar.

* sevgilisi adam
(1) H.G.Wells
(2) Albert Einstein
(3) Isaac Newton

BÖL. II. AÇIKLAMA:

AÇIKLAMALAR1

(0) Bilinen Joker ası(dır) , kör-topal Jübile kör yalanı (gene de açıkladım bunu, svgiler)

(1) Lancelot: Arthur’un bir şövalyesi
Camelot: Şato kale
Guinevere (Gwenhwyfar) : Arthur’un eşi, Lancelot’un sevgilisi

(2) D.Warp: Warp drive (warp cihazı)
-madde: antimadde

(3) Kirrk o’Uhuru: ‘Kerr heveslisi, hayalleriyle ona yönelen’ anlamlarında.
Kerr, bir bilim adamı. Kirk, Captain Kirk :) Uhuru, bu Uhuru’yu, bir de,uzay yolu’ndaki o isimdeki kadın olarak düşünüp de işledim ayrc..

(4) ‘Wheels o’fortune (3)
is behind the wheels’ issue (! ?)

(5) John Wheeler: Kara deliklerin isim babası A.B.D.’li bilim adamı.

Hawking Radiation: Gece pijamasını – hastalığının erken safhalarında, ama ayakkabılarını zar zor bağlayabilmesinin de ileri dönemlerinde olmalı- 2 saatte giyinip yatmaya çabalarken, bir düşünce deneyiyle Hawking’in bulduğu, kara deliklerin aslında kara olmayıp ışıya ışıya ancak trilyonlarca yılda yok olabildiği, buharlaştığı (buluşu) … (Hawking radyasyonu, karadeliklerin sınırları olay ufkundan yayılan, daimi orda dolaşan.. ama bazen çiftler halinde dolaşan parçacıklar ek enerji kazanarak biri içeri düşerken diğeri dışarı fırlayabiliyor ışık hızını az öteleyerek ve parçacık kaçmış oluyor böylece, bilgilerimizin ışığında)

(6) İki Chemical Broths. Şarkısı

(7) enna Xeno, oui! , Gods o’War (7)
Gods o’War- bi Def Leppard şarkısı

(8) Come ınside Chemical Broths. Şarkısı
Would you like to … then, come, come Inside! ! !
İster miydin.. ister misin öyleyse gel, gel İçeri! ! !

* ‘çift tırnaktaki alıntı’ cümleciklei

(9) Subrahmanyan Chandrasekhar (Hintli Bilim adamı)
Landau: Oppenheimer öğrencisi
Polar Express (Kutup Ekspresi) Animasyon film

(10) sn= süpernova(ayrc. pür anlamsal türetmesel: sn. saniye, bi sn’de oldu biti der gibi)

KAYNAKÇALAR VE AÇIKLAMA V.S. (2)
A. Karadeliklerin gözlemlenmesi:

1.Benden okurken sorular:
Karadelikler ışık ışınlarını emer, bundan dolayı ışığı gözleyemeyiz buralarda; ancak bu emilme gerçek bir yutulma mıdır? yoksa bu, kelimenin dilbilgi(si) sel esnetilişindeki bize ulaşan(ı) mıdır (sadece) ?

Karadelik uzaydaki gaz ve tozları toplarken yakın uzayında bazı değişiklikler yapar (ve belki de zamanda da çünkü yakın çevresindekinin içinde uzay-zaman yok değil midir?) Çevrede yapılan bu değişiklikler ile dolaylı yoldan kara delikleri gözleyebiliriz.

2.Önemce, yorumca şiire damıtılan, Alıntılar’dan bir demet:
“Karadeliklerin gözlemlenebilirle yöntemlerinden biri, çevresinde yarattığı çok güçlü çekimsel alandan geçen ışığın, sapmasının Ölçülmesidir. Kuvvetli çekim alanlarından gecen ışık ısınları, bildiğimiz doğrusal yolundan sapar. Bu ilke. gerçekte yıldız, gezegen, nebula gibi uzayda bulunan büyük kütlelerin, bulundukları yerlerde kütlelerinin büyüklüğüne göre. göremediğimiz ancak teorik ve deneysel olarak bilinen eğrilikler, çukurluklar oluşturmasından ileri gelir, Sözgelimi. Güneş'in çevresinde bu eğrilik çok az olduğundan, ışık 1.64 sn'lik bir acı farkıyla eğilir. Ama bunu karadelikler için düşündüğümüzde, saptırıcı etkinin çok daha büyük olduğunu görürüz. Bir karadeliğin arkasında bulunan bir yıldızdan çıkan ışının bize ulaşabilmesi için O en az iki yolu vardır. İşık ısınlarının her biri. karadeliğin bir yai nından gelmek üzere ayrılarak bize ulaşırlar. Dolayısıyla biz. bir yıldızı ikiymiş gibi görürüz. Bu olaya 'çekimsel mercek' etkisi denir.”

“1970'de Amerika'nın uzaya gönderdiği bir x-ısını uydusu olan 'Uhuru' daha bir yılını doldurmadan “Kuğu takımyıldızının en parlak yıldızı olan Cygnus x-l'de çok yoğun x-ışını yayılımı buldu. Cygnus x -l saniyede bin kereden fazla titreşiyordu. Bu da sözü edilen ışık kaynağının boyutlarının, beklenenden çok daha küçük olduğunu gösteriyordu. Dikkatle yapılan gözlemlerin sonunda: bu yıldızın HD226868 tarafından beslenen bir karadelikti. Teorilerin, yıllar önce öngördüğü sonuçlar, gerçekleşmişti.”

“İzleyen yıllarda, uzaya bir çok x-ışını uydusu gönderildi. Bu uydular da 339 ayrı x-ısını kaynağı hakkında bilgi toplayan Uhuru'nün izinden giderek, bize evrenin x-ısmı haritasını çıkardılar. Bu haritada özellikle Circu-nus x-l. GK339-4 ve V861 Scorpii karadelik olarak kabul edilen ilk gök cisimleridir.”

B. Eğri uzay-zaman’ın anlamı:

“Genel görelilik kuramı, kütle çekiminin nasıl islediğini anlatır. Ama bunu yaparken; hiçbir zaman çekimi bir kuvvet olarak düşünmez. Bunun yerine, cisimlerin çevresindeki çekim alanlarının, uzay ve zamanın bükülmesi sonucu oluştuğunu söyler. Cisimler, içerdikleri kütlelerine oranla uzayda çukurluklar oluşturur. Ve zamanın akışını yavaşlatır. Ancak uzayın derinliklerinde, tüm çekim kaynaklarından uzakta, uzay ve zaman tam anlamıyla düzdür. Çekim alanının gücü arttıkça uzay-zaman eğriliği de artış gösterir. Bütün bunlardan çıkan sonuç şudur: Madde uzay-zamanın nasıl eğileceğini, uzay-zaman da maddenin nasıl davranacağını belirler.”

“Görelilik kuramı, uzayın eğriliğine bağlı olarak zamanın da akışının yavaşlayacağını belirtir. Görelilik kuramı, uzayın eğriliğine bağlı olarak zamanın da akışının yavaşlayacağını belirtir. Uzayda, eğim ne kadar fazlaysa o bölgede aynı oranda. zaman yavaş işler. Eğimin en fazla olduğu yerler de gök cisimlerinin merkezleridir. Merkezden uzaklık arttıkça zamanın büzülmesi de azalır. Çok katlı bir binanın zemin katı ile en üst katı arasındaki zaman farkı ilk defa 1960'da ölçülebildi. Günümüzde isg, en hassas saatler olan atom saatleriyle yapılan çeşitli deneyler de bu ilkeyi destekledi.”
http://www.fizikdosyasi.com/karadelikler.htm

NOT, bölüm.1’i üç ay önce falan yazmıştım. 2.yle birleştirdim. Devamı gelecek..
Mesaj filmi üzerine-1
Kara delik tam metnini ayrıca ant.’ye asıyorum arkadaşlar, ilgilenecekler için
Bölüm2, daha çoğunda, film boyunca ve özl. Geminin içindeyken o 1 saniyede Jodie’nin kafasından geçenler olarak alınabilir..

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 10.6.2006 06:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça