Ben Ve Ötekiler
Bebekliğimi hatırlamam,
Tahta tekerlekli oyuncaklar
Altı yırtık lastik ayakkabılar
Ketensi giysiler
Tenime yoldaş oldu çocukluğumda.
Misket yuvarlamadım
Horozlu şeker yemedim hiç.
Anamın sayarak verdiği yumurtalarla aldım
Sarı yaprak okul defterlerimi
Ders kitaplarım tamam mıydı bilemiyorum
Ama hikâye kitabım olmadı hiç.
Kıraç toprakla koyun koyuna büyüdüm
Hep tırnakladım kara toprağı, hep güreştim onunla
Onda gördüm bütün güzellikleri, vefayı, dostluğu
Kendini sevdirdi, hep onu kokladım
İhanetim olmadı hiç.
Benim, spor arabalarla uçurduğum
Gül misali koklayıp bıraktığım
Disko partnerlerim olmadı hiç.
Otel odalarına çöreklenmedim
Esrar çekmedim Köşe başlarında kimseyi araklamadım
Zulada mal satmadım hiç.
Ne bara yolum düştü ne pavyona
Baba parası yemedim
Eskortlarım olmadı hiç.
Paparazzilere yakalanmadım
Adresimi, adımı, sanımı bilmezler
Televizyon ekranlarında görünmedim
Tepinmedim sahnelerde
Ekrandan vatan kurtarmadım hiç.
Bayramlarda turistik tatil yapmadım
Avrupa’yı Amerika’yı görmedim
Dostlarım olmadı Yunanlıdan, Ermeni’den
Aşağılanmadım onlar tarafından
Türklüğümden utanmadım hiç.
Bankacı arkadaşım olmadı
Milletin kuruşuna dokunmadım
Devleti kurtarmaya çalışmadım, banka kasalarından
Af dilemedim devletten
Hatta asalak olmadım hiç.
Dünya kardeşliğine soyunmadım
Ayin nedir bilmem bile
Perde arkasından tarikat yönetmedim
Sahte peygamber olmadım
Cenneti parselleyip dağıtmadım hiç.
Ne bölücülük bilirim ne küresellik
Siz sayın ki cahilmişim
Milletten azınlık çıkarmadım
Türk’e hakaretten ödül almadım
Dine hakarete alkış tutmadım
Vatanı dışardan kurtarmaya(!) çalışmadım hiç.
Anadolu’da doğdum, Anadolu’da büyüdüm
Ben boz toprağın çocuğu
Sıram gelince vatan çağırdı
Gençliği yaşama fırsatım olmadı hiç.
Şans bu ya;
Cadde kenarı kışlalara düşmedim
Benim; bir bahar ayında
Güneş kızıl toprak üzerine
Alev alev inerken
Bedenimin vıcık vıcık ıslandığında
Talazın toz kaldırdığı çöllerde
Bir meşe ağacının
Albeni diyen gölgesinde
Potinimi çıkarma
Terimi kurulama zamanım olmadı hiç.
Kurşun sesleri kulaklarımı tırmalarken
Karlı dağlarım hırçın yamaçlarında
Gümüşi rengi kayaların dibinde
Gölgelenecek yer ararken
Nefesim kesilmedi hiç.
Karşıdaki mağarayı gözüme kestirmişken
Vatan sevdasını alabildiğine sırtlanıp
Mağaradan gelecek kahpe bir kuşuna
Göğsümü siper edip
Ölümün sıcaklığını yüreğimde duyup
Alev topunun içine kurşun asker gibi dalarken
Mayın patlamalarının çıkardığı
Kulak zarını patlatan sesinde
Ölümden korkmadım hiç.
Ben dağların kartalı
Barışın koruyucusu
Mağara adamlarının korkulu rüyası
Vatanın bekçisi
İhanetim olmadı hiç.
Benim, baharın koynunda
Buzul dağlarının karanlık gölgesinde
Ölüme susamış leş kargalarının
Gıyaak seslerini
Allahuekber! nidasıyla keserken
Boğazım düğümlenmedi hiç.
Ben, kan emici kenelerin boğazına
Bir yumruk gibi durup
Namlunun ucundan ölüme kucak açıp
Vatanı uğruna
Şahadet şerbetini içerken
Gülkurusu dudaklarından
‘Vatan sağ olsun’ sözü dökülen
Binlerin içinden
Kendimi ayırmadım hiç.
02.12 2006
Osman ÖCAL
embed src='http://www.antoloji.com/siir/media/44/www_antoloji_com_903644_15.MP3' autostart=true,false loop=1 hidden=true,false width=300 heaight=8
Osman ÖcalKayıt Tarihi : 19.2.2008 00:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
VATANI UĞRUNA ŞEHİT DÜŞEN BİNLERE TÜRK ASKERİNİN ANISINA YAZILMIŞTIR. Bebekliğimi hatırlamam, Tahta tekerlekli oyuncaklar Altı yırtık lastik ayakkabılar Ketensi giysiler Tenime yoldaş oldu çocukluğumda. Misket yuvarlamadım Horozlu şeker yemedim hiç. Anamın sayarak verdiği yumurtalarla aldım Sarı yaprak okul defterlerimi Ders kitaplarım tamam mıydı bilemiyorum Ama hikâye kitabım olmadı hiç.............................BUNLAR YAŞASALARDI ŞİMDİ 45-50 YAŞLARINDA OLACKALARDI. CAN ARKADAŞIM HAMZA ÇAVUŞ GİBİ.

ANLAM YÜKLÜ ŞİİRİNİZİ BEĞENEREK OKUDUM......BAŞARILARILARINIZIN DEVAMINI DİLER , SEVGİ DOLU YÜREĞİNİZİ KUTLARIM......TAM PUAN.....SEVGİYLE VE ŞİİRLE KALIN......SAYGILARIMLA....İBRAHİM YILMAZ.
SOLUKSUZ OKUDUM . HARİKAYDI.
SAYGILAR GİTSİN YÜREĞİNİZE.
TÜM YORUMLAR (63)