Uyudum bir müddet
Uyuduk bir müddet
Uyuyorlar bir müddet
Uyudular bir müddet
Uykusuz geçen
Uzun günlere inat
Uyku o kadar
Uzun sürdü ki
Umutlar tükendi
Uyanıkların hayatında
Umut taşıyanların baharında
Umutsuzluk göründü
Ufukları karartarak
Ufkumun doruklarında
Uyandığımda güneş batmıştı
Uzak tarihlerde söz ediliyordu
Ufukları aydınlatan güneşten
Uyanıkları gördüm güneşsizlikte
Uykularından önce uyananlar
Uykularından yeni uyananlar
Uykularından henüz uyanacaklar
Uyanıklar uyuyanlardan hep azdılar
Uzun yıllar önceydi
“Uyu, uyu yat uyu” diye
Uyutularak hayata başlatılmıştım
Uygun eğitimmiş sonradan anladım
Uykuya uygun yollarla büyütüldüm
Uykular içinde çağda yürütüldüm
Uçuruldum kahramanlık türküleriyle
Uçtum geçmişteki egemenliklerimizle
Uyutanlar bizi, çağda sürekli gelişirken
Uykuda bırakılıp geriye düşürülürken
Ufalanıp yok sayıldık dünya üzerinden
Ulu bir çınar gölgesinde
Uzun yıllar yaşamış gibi
Uyku sersemliğiyle düşündüm
Unutulan bütün güzellikleri
Unutturulan bütün değerleri
Utanılası düşünce/davranışlardan
Utanmayanlar hiçbir zaman
Utanılacakları çağ yapmışlardı
Utanılacakları aydınlık sayarak
Umutsuzluktaki insanların önüne
Utanılacakları umut diye koyarak
Uzun acı ve savaşlardan sonra
Umutlu gözlerle bakan insanları
Umut yollarında sürekli kandırarak...
Uyandırdım iyice kendimi
Uyumamak için bir daha
Umuda, bilgi ve bilinçler edinerek
Uzun bir yol var önümde
Ucunda aydınlık/özgürlük olan
Umutla yürüyüşe hazırlandım
Uzun/ince bir yoldan aydınlığa
Unutturulan tüm güzellikleri
Umutla içime doldurarak
Ucube gibi bakıyorlardı bana
Uyku sersemliğinde uyuyanlar
Ummadığım şekilde davrandılar
Uzun, uzun beni sorgulayarak
Uyanmamı uğursuzluk sayarak
Unutulan/unutturulan güzellikleri
Uzun açıklamalarla anlattım onlara
Umursamazca gülerek baktılar bana
Ukala diyorlardı sanki bakan gözleri
Umutsuzluğa davet ediyordu sözleri
Usta yalancılar çıkardılar karşıma
Usta yalancılarla kandırmak istediler
Uzlaştırmak istediler gerçekle/yalanı
Uzlaştırmadım gerçeğimi yalanlarıyla
Uzak tuttum kendimi riyakârlıklara
Uyuyup/kanmadığım için yalanlarına
Ucundan gösterdiler nazikçe sopalarını
Uzun edersem arkasındaydı dayatmaları
Umursamadım onları yürüdüm yoluma
Ufkuma, aydınlığın doğacağı yollara
Uşaklık etmeyecektim artık uyutanlara
Ustura gibi çizdi bu karar tüm hayatımı
Usumu/düşüncelerimi/düşlerimi kanattı
Unvanlarım vardı hayatta uyurken aldığım
Uydurulmuş, süslenmiş yalan ve riyalarla
Uzaklaştım onlardan, bıraktım karanlıklarına
Usulca emin adımlarla yürüdüm yarınlarıma
Uçan kuşlar etrafımda özgürce uçtular
Uzun kanatlarını çırpıyordu kartallar
Uzun gagalarıyla leylekler alkışladılar
Uçsuz bucaksız doğayla selamladı yollar
Uğur böcekleri etrafımı sarıp kucakladılar
Umutsuzlar yollara durmuş selamladılar
Uzaklardan esip gelen ılıman rüzgârlar
Uzak diyarlardan haberler ulaştırdılar
Uykudan uyanışlar, artık her yerde var.
Uyutanlar haber almıştı
Uykumdan uyandığımı
Uykumuzdan uyandığımızı
Uykularından uyananları
Umut dolu kavga başladı
Uzun yıllar sürecek kavga
Uyananlar ile uyutanlar arasında
Uyuyanlara inat olarak hayatımızda
13.12.2006 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 13.12.2006 09:49:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tarihimin şanlı görünüşünden seyrediyorum. Bundan 100-150 yıl önce ülkeme, hiç bir avrupa ülkesi, hiç bir dünya ülkesi tek başına cephe alacak güçte değildi. Onlar dünya üzerinde politika üretirlerken ülkemin ne dediğine dikkat etmek zorunda kalıyorlardı. O günü anlatan tarihler yalancı değilse böyle yazıyorlardı.. Aradan 100-150 yıl geçti. Bu gün ülkem batılılar bizim için ne diyor diye dikkat ediyor. Avrupa kapılarına dayanmış aralarına katılmak için olmadık tavizler veriyor. Ülkemin ekonomisini borçlandığımız batılı kuruluşlar yönlendiriyor/yönetiyor. Ülkemin mahkeme yargıları, meclisinden çıkan kararlar, Avrupa birliği ülkelerinin denetiminden geçiyor. Ülkem neyi koruduğu belli olmayan NATO'yu, neyi birleştirdiği ve haklarını aradığı belli olmayan BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'i, neyin efendiliğini yaptığı belli olmayan AMERİKA ve AVRUPA siyasetini dikkate almadan kendine özgü politikalar üretemiyor. Çünkü; batıdan çok geri kaldığı bilgi ve bilincini taşıyor. Ancak batıyla birlikte olursa gelişebileceğine, ilerleyebileceğine inanıyor. Kendi kimliğinden uzaklaşmış. Kendine özgü kararlar alamayacak duruma gelmiş. Edindiği kültür, bilinç ve düşünce ile ancak batının yanında kimlik bulabileceğine inanıyor. Ama bir tek soruyu kendine sormuyor. Batı iki dünya savaşı geçirdi. Birincisinde birlikte savaştık yenik çıktık. Kurtuluş savaşı yaptık bağımsızlık kazandık. Sonra batı ikinci dünya savaşını geçirdi. Milyonlar öldü. Sanayileri çöktü. Devletleri harap oldu. Ekonimileri mahvoldu. Orduları mahvoldu. Avrupada büyük bir katliam yaşandı. Ülkem bunların dışında kaldı. O devirlerde bunların hiç birini yaşamadı. Sadece ne olur ne olmaz diye hazırlandı. Tetikte durdu. Ama, onlar yine toparlandı. Yine ilerledi. Çöken sanayilerini, ekonomilerini, toplumlarını, tahrip olan ordularını, devletlerini onardı. Bizi yine geçtiler. Yine dünyaya efendilik yapmaya başladılar. Peki biz ne yapıyorduk onlar bunları yaparken? Duygusallıkları bırakarak, eller vicdanlara konarak, gerçekten vatan sevgisini, ülke sevgisini düşünerek verilecek/bulunacak cevaplar gerçekçi olmadıkça uyku devam edecektir.
Ucube gibi bakıyorlardı bana
Uyku sersemliğinde uyuyanlar
Ummadığım şekilde davrandılar
Uzun, uzun beni sorgulayarak
Uyanmamı uğursuzluk sayarak
Unutulan/unutturulan güzellikleri
Uzun açıklamalarla anlattım onlara
Umursamazca gülerek baktılar bana
Ukala diyorlardı sanki bakan gözleri
Umutsuzluğa davet ediyordu sözleri
Usta yalancılar çıkardılar karşıma
Usta yalancılarla kandırmak istediler
Uzlaştırmak istediler gerçekle/yalanı
Uzlaştırmadım gerçeğimi yalanlarıyla
Uzak tuttum kendimi riyakârlıklara
Keşke,keşke bütün Türkiyeli bir an önce sizin gerçeğe uyandığınız gibi uyanabilse;doğduğundan beri uyutulduklarından bir kurtulabilse KEŞKE ....
TEBRİKLER,TEŞEKKÜRLER,SAYGILAR
Hamiye Alkış
Aynı durum , moğol istilasında yaşanmıştı.Halk Mevlana'ya gelerek şöyle sordu;
Bu moğollar öküz sırtında ,ellerinde sopalarla gelen bayağı insanlardı.Şimdi ise en güzel atalra binip en güzel silahları kuşanıyorlar ve bizi kendilerine mahkum ediyorlar.Bu nasıl iştir !?
Melananın Cevabı:
Moğolların lideri bir hafta çadırına kapanarak Allah'a
zafer nasip etmesi için yakardı.O yakarışın gereğini yerine getirdiler.Allah ta onlara bu durumu nasip etti.Devamla;
Bizde yakarışımızı tam yaparsak Allah'ın izni ile muvaffak olacağız buyurdu.
VE Mevlana(k.s.a) ,Hacı Bektaş- Veli(k.s.a) , Hacı Bayram-ı Veli(k.s.a) gibi Yesevi(k.s.a) Türkmenleri birleşerek Batılıların Osmanlı İmparatorluğu dediği Devlet-i Aliye'yi kurdular.Ve üç kıtaya medeniyet götürdüler.
Şimdi tarihin tekerrür ettiği bu zamanlarda kendimize dönerek ,kendi değerlerimizden hız alarak onlarla yarışmak ve mücadele etmektir.
Onların yaptığını yaparak değil aklın ve hür vicdanın gereklerini insanlık adına ortaya koyarak.
Bunca teknik ilerlemeye rağmen batılılara medeniyeti yeniden anlatacak olan bizleriz.Batının üstünlüğü sermayenin ve bilgi birikiminin üstünlüğüdür.Bunları telafi etmek ise dirayetli ve akıllı olmakla mümkündür.Ama insanca yaşama konusunda bizden öğrenecekleri daha çok şeyler vaedır.Biz kendi kendimiz olabilmeyi başarıp onun bunun düdüğünü öttürmekten vazgeçtiğimiz gün zaten dünyada doğal lider olacak bir ülkeyiz.Batılılar da bizdeki bir takım aılsızları kullanarak bizi sürekli baskı altında tutmanın yollarını aramaktadı.İçimizdeki bir takım maşalar bu ihanetin uşağı olmuş ve olmaya devam etmektedirler.
Dünyada türk milleti gibi güzel bir millet daha yoktur.Lütfen bunun ayırdına varamayanlar milletin değerlerini gönlünü ve yaşantısını anlamak için çaba sarfetmeyip;modası geçmiş batı kaynaklı fikir akımlarına yarım yamalak bilgileri ile kapılanlardır.
Bu anlamda gemnel psikolojimiz ,sosyolojideki akültürasyon sürecinin bir parçasıdır.Sömürgelerde net şekilde ortaya çıkan bu toplumsal psikolojide toplum yeni kültürün etkisi ile kendi kültürüne sırtını döner , ve yeni kültürün temel dinamiklerinden habersiz o kültürün gündelik yaşamlarını taklide yeltenirler.
Bizde de alt yapısı yapılmamış kaçak villalarda yağmur yağınca villasının içi lağım dolan ve sosyete geçinen uyanıklar buna güzel bir örnektir.
''Uyanmanın bedeli serapları fedadır'' İsmet ÖZEL
Vesselam...
saygımla
Uzun edersem arkasındaydı dayatmaları
Umursamadım onları yürüdüm yoluma
Ufkuma, aydınlığın doğacağı yollara
Uşaklık etmeyecektim artık uyutanlara ....hayatımın en uuuuuzuun şiirlerinden birini okudum
ustalık kokan
ufku açan bir şiir ..allah yüreğinize ve kaleminize kuvvet versin saygılarımla
TÜM YORUMLAR (11)