K-3 AD. Çağ… Şiiri - Mehmet Çoban

“Biz onlara çıplaklıktan kurtulmak için elbiseler verdik. Onlar verdiğimiz elbise ile görünen yerleri örttüler.” (kuran) “andolsun ki onlar, kendilerine yasaklananı yaptıklarında, çıplaklıkları ortaya çıktı. Utançlarından ne yapacaklarını şaşırdılar” (kuran) *Giyinmek; insan için, insan olarak doğasında var olan hayvani değerlerin, ulvi insani değerlerle örtülmesidir. (Kuran içinde verilmek istenen bu öz, değişik ayetlerde saklıdır) *Çıplaklık, çulsuzluk; insanın bencilliğini öne çıkararak, insani değerlerden soyunması anlamında algılanır. Çıplaklık anlamında, “çıplak dolaşan güzel urbalar giyinmiş nice insanlar vardır” ifadesi konuya farklı bir anlam kazandırır. Temel insani değerler; insana, doğaya, bütün varlıkları yaratan Tanrı’ya karşı gösterilecek sevgi, saygı ve adilce paylaşımdır. Sadece kendini düşünen, bencil aklını, bencil bireysel özgürlüğünü öne çıkararak, “ben buyum”, “benim özgürlüğüm var”, “ben yaparım” olur düşüncesinde hareket edenlerin, başka insanlara, doğaya, sevgi, saygı duydukları tartışılır. İçinde yaşadığımız çağ; bireysel kapitalizmin hareketlendirdiği. Hümanizmin bencil yanı, yani insanın tanrılaştırılmasının öne çıkarıldığı. Bireysel hırsların tatmin edilmesine yönelik düzen, hayat anlayışlarının toplumlara “bırakın yapsınlar, bırakın gitsinler” özündeki uygulamaların egemenliğinde geçmektedir. Bireysel bencilliği öne çıkaran her düşünce ve eylem, insanlık erdemlerinden soyunarak, çırılçıplak ortaya çıkmaktadır. Sanıyorum çıplaklığın özgün tarifi bu olsa gerekir. Değilse bez parçası etrafında koparılan kavga değildir. Kaldı ki, bez parçalarının nasıl olacağı konusu da zaten, insanlık erdemlerinin kişide bulduğu içsel gelişmeye bağlıdır. Kimliğini sadece fiziksel görünüşle pekiştirmeye çalışmanın ötesinde, erdemlilik ilkelerinden hareket edenlerin giyimleri, hem bilgi, hem bilinç, hem etrafa saygıyı esas alan bir değer olacaktır. Görsel çıplaklıkta, erkeklerin kadınlardan daha geri oluşlarının altında, sanıyorum daha çok fiziksel tatminler ile ekonomik çıkarlar yatmaktadır. Ki zaten bu çalışmamızın konusu değildir.