K-1`6,20080602s Şiiri - Akın Akça

Bizi akıtan şu çok da kendinde
Dere'de yatağı us yumuluyor
bornoza bilişsiz sarf kuru ise
Şuur ve tam aksi tek kavrulmuyor

Yağdı yağmur deli ya sevin ya öl
Kütüphane sükun fırtınaysa yol
Kuşku zil sesleri kaktüsse çöl
Sükun ve bahar üç durulmuyor

Der yurifeli'ci dereyedir ark*
gitti uzadı gün belirdi şen şark
tekbedendenki his iki zekafark
Duygu duy zekanla aşk yorulmuyor

Tutuyorum suskun yorulmaz eli
Köprünün altından eminlik seli..
Ne gördük görmedik bu yel eseli
Yağmur ve monoksit üç durulmuyor.

El elden göz gözden hiç yorulmuyor
Güneş gece hep şen gök duruluyor
yerde sevgi duyan sen yumuluyor
Azrail orağı yaş kavrulmuyor.

Vakitsiz yılbaşı gel bekliyorum
ağaçlar üssü çam süs ekliyorum
Saldılar alici bebekliyorum
Nadir dönüşümler pek evrilmiyor

-
burda geçen üç ve tek tanımlamaları,
'farklı' ve 'birlik' durumları olarak algılanırsa
şiirde anlatmak istediğime uygun düşen bu..

*yurifeli orman perisi erydike ve ofelya karışımı
eski türetmem oryphelia'dan esinlenişle esnetme kelime.
Yani üçüncü kıtadaki kelime mahlas değil.

ilk kıtadaki dere ve dere yatağı olayları suyu temsil ederken;
aşağıdaki bornoz timsali, sudan sonraki
kuruluk olayına bir hayat kazandırıyor :)

sevgiler can dostlar.