Tophanede dökülsün 41 altın top
En civan topçular hisarlara dizilsin
Pare pare atılırken 41 altın top,
Her canlıdan “Nice Mutlu Yıllara! ” nidaları yükselsin
Aya İrini’nin parlatılsın çanları
Dizilmişti peysajlar,natürmortlar portreler
Renkliler renksizler; eskiler ve yeniler
İçlerinde birisi hem de pek yoktu albenisi
Bir mıknatıs gibi çekmişti beni
Girivermişim içine bu çok ilginç yerlere
İlk gördüğüm bir sessiz mahalleydi
Komandante Che Guevara ezgisi ile dans edenleri görüyorsan
o kıvıranlara toprağa çarpan şimşek kızgınlığı ile bakıyor
9 şiddetinde depremle beyninden vuruluyorsan
ve Auschwitz de kuyrukta bekleyenler kadar
çırılçıplak kalmışsa ümitlerin
uzakta arama beni ben sendeyim
Bir küçük insandı o
Ha desen uçacaktı
Elleri sanki sırf kemik
Bilekleri neredeyse kopacaktı
Alnı kırış kırıştı
Gözleri yarı açık
Ani oldu vedalaşamadık
Zaten pek de sevmem ayrılık hitabetini
Toprağında dertlerimle kefenlenmiş bedenim
Gök kubbende hala cevap arayan suallerim
Ruhum bir kartal şu anda yükselmekteyim
Götüreceğim her şeyini
Ne nokta ne virgül
Koskoca bir soru işaretisin
Ne do re mi fa sol la
Ne la si do sol
Bazen diyez bazen bemol
El yazı değil,düz yazı değil
Bu viranede bir cevher vardı
Gece ak kanatlı atlara bindi
Gündüz güneşin şulelerine tırmandı
Yüreğinde define adası
Avuçlarındakiler hiçti
Bu viranede bir cevher vardı
Birlikte seyrederiz ayrılık doruğundan
Aynı güneşi aynı ayı
Sen ve ben
Kilometrelerce öteden
Uzanırız dokunabilmek için gökteki düğün alayına
Biliriz toprak başağa gece sabaha
Bilirsin eğilmez insan
Ağaç misali, yaş değilse
Dalına salıncak kurup salınmak istersin
Bir ileri bir geri
Bilirsin kırılacağını dalın
Düşüp yere bir yerlerinin kırılacağını bilirsin
Adımları sıklaşır çarpıntıları artar
Mimikleri önemini yitirir artık
Elleri kolları konuşur habire
Fısıltıları çığlıklara erişir
İnsanları göremez o an
Seyrettiği dalgalardır inip kalkan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!