İki kez uyandım geceleyin: uykusuz
pencere kenarında yanan lambaları gördüm
bitirilmemiş tümceleri bitirmeye çalışan
noktalar gibi düşümde işittiğim.
Bir avuntu vermedi sana gene de.
Sen bardağına içki doldurur
bir böceği ezer ya da saatine bakarken
parmakların kravatını düzeltirken
insanlar ölüyor
Acayip isimli kasabalarda,
Canım, evden geç saatte çıktım bu akşam
okyanustan esen taze havayı solumak için.
Tiyatro üst balkonunda bir Çin yelpazesi gibi sönüyordu günbatımı,
ve bir konser piyanosunun kapağı gibi yükseliyordu bir bulut.
Çeyrek yüzyıl önce kebap ve hurma tutkunuydun sen,
1.
Selamlıyorum seni, iki bin yıl
sonra. Sen de bir fahişe ile yaşadın.
Çok şey birleştiriyor bizi.
Ve kentin dışı da senin: alarmlar,
soğuk kapı girişlerindeki uyuşturucu çeteleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!