-Herkes beni dövüyor. Bunların en başında da babam geliyor ama sorun değil... Onu öldüreceğim, zaten başladım bile...
-Ne, babanı öldüreceğini mi söyledin?
-İçimde ölecek. Birinden artık hoşlanmadığımda ona karşı duygularımda ölmeye başlıyor.
-Anlıyorum...
Yıllar geçti, sevgili Manuel Valadares. Şimdi kırk sekiz yaşındayım ve zaman zaman, özlemimden, hep bir çocuk olduğum izlenimine kapılıyorum. Birden ortaya çıkıverecekmişsin, bana artist resimleri ve bilyeler getirecekmişsin gibi geliyor. Hayatın sevilecek yanlarını bana sen öğrettin, sevgili Portugam. Şimdi bilye ve artist resmi dağıtma sırası bende, çünkü sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok. Ara sıra sevgimle mutluyum, ara sıra da yanılıyorum; bu daha sık oluyor.
O çağlarda, bizim çağımızda yani, yıllar önce bir Budala Prens'in, mihrabın önünde diz çökmüş "Budala"nın, gözleri yaşlarla dolarak ikonlara şunu sorduğunu bilmiyordum.
"OLUP BİTENLERİ ÇOCUKLARA NİÇİN ANLATMALI? "
Gerçek, sevgili Portugam; bunları bana çok erken anlatmış olmalırıdır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!