Askerde çavuşların nöbet tuttuğu günlere, kolluğun ve kıllığın günü derlermiş.
İşte o Gün, öyle günlerden bir günüymüş, Hasan çavuşun. Tek tek kouşları geziyormuş. Öylesine titizmiş ki sormayın. Bütün askerler uykudaymış. Ama bir kouşun ışığı yanıyor, içeride kâğıt oynuyorlarmış. İçeri girmiş Hasan çavuş; Tok bir sesle "Kaldırın kâğıtlar burası peygamber ocağı “diye gürlemiş. Ama kimse aldırmamış. Çok kızmış Hasan çavuş. Bir hışımla çıkmış gitmiş kouştan. Sanki ben size biliyorum der gibi hali varmış. Doğruca nöbetçi amire arz etmiş bu durumu. Doldurmuşlar askerleri çipe, olay yerine varmışlar. Komutan içeriye girince, üçü ayağa kalkmış askerin, bir kenara çekilmişler. Ani bir durum yapmış Asker’in bir tanesi, Cebinden bir jilet çıkarmış, doğrayıvermiş, kolunu kanadının her yanını. Her taraf kan, revana dönmüş. Komutan sakin bir halde Çemremiş kollarını ve yermisin, yemez misin diye jiletçiyi iyice dövmüş. Üstü başı kan içindeymiş jiletçi Er’in. Komutana da bulaşmış onun kırmızı kanları, komutanın üstü başı betermiş. Alıp götürmüşler jiletçi Er’i kodese ve bir daha görünmemiş.
Bir zaman sonra ranzada yatarken Hasan çavuş, sağına bir dönmüş ki, yanındaki ranzada jiletçi yatıyormuş. Çok şaşırmış Hasan çavuş. Jiletçi elinde bir jilet tutuyor, Hasan çavuşa ters ters bakıyormuş. Çok korkmuş Hasan çavuş, iyice başına kadar çekmiş battaniyeyi Amacı, Jilet atarsa jiletçi, hiç olmasa yüzüne gelmesini önlemekmiş. Tehdit etmeye başlamış jiletçi, Hasan çavuşu. Uykusu tamamen kaçmış Hasan çavuşun. Hafifçe değdirmiş, jiletini battaniyeye jiletçi. Hasan Çavuş çaresizce, yalnızca bekliyormuş.
Birden aklına cebindeki küçük çakısı gelmiş. Zulasından çıkarmış, küçük çakısını, yanında uzanan jiletcinin bacağına bacağına ver yansın etmiş. Bir acı çığlık duyulmuş kouşun sessiz duvarlarından. Birden ayağa fırlamış jiletçi. Evet, evet jiletçi kouştan korkuyla kaçıyormuş. Derin bir oh çekmiş
Hasan çavuş, rahatlamış. Dinsizin hakkından demek ki imansız gelir" demiş, sinsice gülerekten.
Jiletçi mi? Jiletçi bir daha Hasan çavuşa hiç yanaşmamış. Askerliğin son gününde Hasan çavuş erlerle vedalaşırken, ortaya birden jiletçi er çıka gelmiş. Hasan çavuşun eline sarılılmış birden “Güle güle git gardaş, hayırlı tezkereler “derken bile jiletcinin elleri titriyor, içinden gitse de bir kurtulsak şu Hasan çavuştan diye dualar ediyormuş. Hasan Çavuş mu? Meğer o da içten
Kayıt Tarihi : 19.2.2021 20:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Adnan Deniz](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/02/19/jiletci-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!