Kısa, çelimsiz taş yuvarlağında bir canlı...
Her kelimeyi boğan gözlerinde mana bulunmayan bir sen suretin...
İçime huzur vermiyor varlığın.
Aksine olandan da mahrum kılıyor.
Hangi melodi, hangi koku, hangi yaşanmışlık,
Her gece seni yazıyorum, gözümün kenarındaki çizgilere.
Dün gece yine yazdım,
Sığmadın.
Bir yenisi açtım sana; ama o da yetmedi.
O da...
Camdan dışarı bakıyorum,
Bembeyaz bir çarşaf gibi toprağı örten kara.
Bir iz görüyorum üstünde
Neye ait olduğunu çözemiyorum.
Sanki, dümdüz çizilmiş bir çizginin üstünde, yürümüş bir insan ayağı ya da değil.
Kafanı dağıt diyorlar,
Duvarlara vuruyorum
Dağılmıyor.
Demir dağı olmuş, gövdemin üstünde.
Çok ağır
Taşıyamıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!