Jan
Sıska, üç kavak boyunda,
Örtemediğim yalnızlıklarım var. Diyorum.
Kefareti ödenmemiş her aşk, Annenin ak sütü gibi helaldir. Diyorlar.
Seni anımsıyorum, sesinde rüzgarın.
İntihar edeyim,
Üç vakte kadar adıma dualar okunsun,
Toprak güzeldir, çiçek açtığında. Diyorum.
Altı aylık ham yeminler ediyorsun
Babasının sırtında çuvalla taşınan bebeğin günahları üzerine.
İçinden sınır dışı edilmiş küfürleri
İçime mülteci olarak gönderiyor
Ve nefesinle güldüğün anıların boşluğuna iliştirilmek üzere
Ay’ı söküp, yerine hüznü taktığım elma ağacında
İki düzine yalnızlık iliştireceğim kasığına.
Söz!
Zevalim olmaz. Diyorsun.
İnsan, bir yanılgıdan ibarettir.
İnsan gaflettir.
İnsan bir bok bildiğini zanneden eşektir.
Hepimiz birer eşeğiz, amin. Diyorum.
Kaşını çatıyor,
Mer kulmek Jan e! Diyorsun.*
Yüzümde akşamüstü mağduriyeti var,
Sabah olmuyor
Sabah karanlık.
Kayıt Tarihi : 22.3.2019 01:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Van da Babasının sırtında hayata tutunmak için taşınan, karlı yolların utandığı, devletin ve insanların utanmak nedir bilmediği altı aylık çocuğun kaderi, kederidir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!